Medeniyetlerin beşiği, İssos Savaşı’nın mekânı, Büyük İskender’in gözbebeği, Roma’nın en büyük ikinci kenti, Osmanlı’nın Antakya’sı, Cumhuriyet’in serhat şehri, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Benim şahsi meselemdir.” Dediği Hatay’ımız…
Yaşadığımız deprem felaketi on ilimizi, ardından da tüm ülkemizi derinden sarsmış hayatı alt üst etmişken Hatay özelinde daha da yıkıcı etkisi vücuda gelmiştir. Hatay, tarih boyunca nice medeniyetlerin kalbi olmuş kentimizdir. Bu kentte yaşanan can kayıplarının çok olması elbette yüreğimizde derin bir yas ve matem oluşturmuştur. Bunun dışında peki ya, yok olma tehlikesine girmiş kültürel miraslarımız…
Üzerinde nice köklü medeniyetlerin kültürel izlerini taşıyan bu aziz ve çok kültürlü kent, geçmişten aldığı mirasta da belki bir daha yeri doldurulamayacak kayıplar yaşamıştır. Bir Kültürel Miras ve Sanat Tarihi uzmanı olarak söylemem gerekir ki bizden sonra gelecek nesiller yalnızca arama motorlarının görsellerinden bakacakları nice kült eserimiz ne yazık ki bir daha asla aynı yerinde aynı duruşuyla bizleri selamlayamayacaktır.
Başta tarihi meclis binası, St Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Cami olmak üzere, tarihi hanlar, hamamlar, evler, çarşılar ne yazık ki yıkım ya da derin hasara uğramıştır. Yiten insanlarımıza yanan yüreğimizin bir diğer yarısı da bu eser, abide ve kültürel mirasa yanmakta.
İlk günden itibaren böylesi çok çeşitli ve çok fazla kültürel birikime sahip olan güzel Hatay’ımızda akla ilk gelen sorulardan biri de müzelerdeki eserlerin akıbetinin ne olduğuydu. Neyse ki Kültür Bakanlığı’mız gerekli çalışmaları yaparak sadece Hatay’daki değil Malatya ve Adıyaman’daki eserlerimizin de koruma altına aldığına dair basın duyurusu yayımlamıştır.
Bizden önceki asırlarda yine bu topraklarda yaşayan insanların bizlere emanet ettiği bu mirası en ama en iyi şekilde mutlaka gelecek olan nesillere en mükemmeliyle en orijinal hali ile aktarmak hepimizin ödevi ve sorumluluğudur.
Bir gün mutlaka bütün bunlar atlatılacak, bu yasla dolduğumuz günler yerini güzel günlere bırakacaktır. Sadece unutmayalım, unutturmayalım. Geçmişten aldığımız tecrübe ile daha iyisini inşa edelim hep birlikte.
En kısa zamanda Hatay’ımızda güzel günlerin, sevincin, umudun yeşermesi dileğiyle.
Umut DENİZ
Gezgin – Tarihçi – Yazar