Bu, öylesine derin bir acı öylesine tarifi mümkün olmayan ve insan aklının havsalasının alamayacağı bir şey ki… Ne kelimeler anlatmaya kâfi ne de dil konuşmaya… Göz görse dil konuşmaya utanır, dil konuşsa kulak işitmeye… Asrın ve asırların en büyük felaketi, en büyük yıkımı ile karşı karşıyayız. Yitenler de kalanlar da hepsi ayrı bir hikâye barındırıyor kendi içinde.
Adana, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis ve Gaziantep… Ülkemizin en kıymetli illerinden tam on il... Giden binlerce insan, Yıkılan evler, sönen ocaklar, kaybolan aileler, silinen hatıralar…
Tarihi günlere tanıklık ettiğimiz şu günlerde çok fazla acıyı üst üste yaşadık. Her gün biraz daha eksiliyoruz. Yiten canlar senin, benim ve hepimizin canı. Yüreklerin dayanamayıp çatladığı, gözyaşının artık akmak için beslenecek yer bulamadığı, duyguların delik deşik olduğu günlerdeyiz.
Güçlü Anadolu insanı elbette bu kötü günlerin üstesinden gelecektir. Her bir şehrimiz tarihin en kadim ve en güçlü şehridir.
Bir gün mutlaka yeniden Kahramanmaraş’a damak çatlatan dondurmalarını yemeye, Gaziantep’in enfes tatlılarından tatmaya, Hatay’ın muazzam güzelliklerini keşfetmeye, Adıyaman’ın nefes kesen Nemrut’una, Şanlıurfa’nın gizemli Göbekli Tepesi’ni Balıklı Göl’ünü, güzel Adana’nın Portakal Çiçeği Festivali’nde sokaklarda ziv ziv gezmeye, Osmaniye’ye fıstık almaya, Malatya’ya kayısı toplamaya Diyarbakır’ın nefes kesen surlarında şahane fotoğraflar çekilmeye mutlaka ama mutlaka yeniden yeniden gideceğiz.
Asırlar sonra başka nesiller de gelecek gidecek. Tarihten devraldığımız bu şehirleri bizden sonraki nesillere de bırakacağız. Tüm kalbimizle, tüm yüreğimizle bu şehirlerdeyiz, biriz, beraberiz. Biz kocaman bir milletiz. Anadolu insanı ve bu kadim şehirler ne badireler atlattı da geldi bugünlere. Bunu da atlatacak ve yeni güne, doğan güneşe selam verecektir.
O vakte kadar yaralarımızı saracağız, evlerimizde, başka şehirlerimizde sizleri başköşelerde misafir edeceğiz. Yıkılan Gaziantep Kalesi, Hatay Meclis Binası ve Habib-i Neccar Cami, kadim kiliseler, daha nice kültürel miras… Ant olsun ki yeniden doğuşunuzu hep birlikte göreceğiz. Evlerimiz yeniden ışıklarla dolu sımsıcak olacak.
Umudunuzu yitirmeyin! Umut hep doğan güneşte, yağan yağmurda ve kendisine kulak verendedir.
Umut DENİZ
Gezgin – Tarihçi -Yazar