Maraş-Antakya depremi sonrası, deniz sahillerinde yer alan özellikle yüksek katlı apartmanların sıvılaşma başta olmak üzere barındırdığı riskler ortadayken çılgınca süren imar yağması beni 2004 yılında kaleme aldığım ‘Mezitli' de bir Konyaaltı yaratabilir miyiz’ başlıklı makaleye götürdü.
2004’ lerden başlayarak, Mersin’ in batı sahillerini vahşi ranta kurban edeceğimize, benzer ülkelerden hatta komşumuz Antalya’ dan dersler alabilsek bugün kent nasıl bir konumda olurdu?
Soruya yanıt olur diye 2004 yerel seçimleri öncesi kaleme aldığım o makaleyi olduğu gibi yayınlıyorum..
“Mezitli' de bir Konyaaltı yaratabilir miyiz? (25 Haziran 2004)*
Dünyada en hızlı gelişen sektör turizm…
Enerjiden petrol ve gıda gibi sektörlerden hatta silahlanmadan da hızlı büyüyor…
Dünya turizm hacminin 20 yıl içinde 1 trilyon doları aşacağı var sayılıyor**..
Sanayi çağının bitmesiyle mekan ve zamana bağlı olmayan çalışma koşulları, haftalık çalışma saatlerinin günümüzün çok altına inmesi de turizmde beklenen hacmin artmasına yol açacak..
Türkiye diğer gelişme kriterlerinin aksine bu alanda dünyanın en iddialı ülkelerinden biri..
Turizm bakanı Mumcu' ya göre 2023 yılında ülkemizi 40 milyon turistin ziyaret etmesi ve 60 milyar dolarlık döviz bırakması bekleniyor***… Rakamın günümüzde 10 milyon turist olduğu düşünülürse koyulan hedefin büyüklüğü ve iddiası anlaşılır…
Günümüzde hayalleri zorlayan 60 milyar dolar bugünkü vizyon yoksulu kafalarla algılanmayacak rakam gibi görünse de AB üyesi olacak bir Türkiye için erişilmesi güç değil…
İtalya İspanya Yunanistan'ın yılda çektiği turist ortada iken bu ülkelerin tümünden tarih ve doğal zenginlik olarak ileri konumdaki Türkiye 2023 için koyduğu çıtayı rahatlıkla aşabilir…
Bunun için Özal'ın başlattığı kum, deniz, güneş temelli lüks otelleri hedefleyen birinci atılım hamlesinin ötesine geçip dünyanın yükselen yeni değerlerini algılayacak farklı bir konsept yaratmak, daha etkileyici bir hikaye yazmak gerekiyor.
Makro politikalar geliştirecek bakanlık, elbette turizm yatırımlarının Antalya dışındaki bölgelere yönelmesine öncülük etmeli…
Güney Antalya benzeri yeni turizm bölgeleri yaratılması amacıyla bakanlık ve yerel dinamikler ortak projeler geliştirmeli.
Ağızlara sakız olan ancak lafta kalan turizmin çeşitlendirilmesi projelerine her kent kendi zenginlikleri ile katkı sağlamalı..
Turizm gerçekten 12 aya yaygınlaştırılırken dağ, deniz, inanç, tarih gibi farklı renkler bulunmalı…
Bu unsurların tümünü barındıran çok zengin bir coğrafyada bulunan Mersin'e 2023 hedeflerinin tutturulmasında Türkiye'nin de üstünde farklı ama büyük bir rol düşüyor…
Doğuda Kazanlı-Seyhan, batıda Taşucu-Anamur projeleri iyi bir çalışma ve tanıtım yanında dış kaynakla beslenerek Türk turizminin yeni lokomotifi olabilir…
Adana havaalanına hızlı trenle bağlanmış bölge Ortadoğu yanında yeni ve farklı yerler arayan dünyanın cazibe merkezi olmak için gerekli bütün koşulları barındırıyor…
Büyük ve kapsamlı dev yatırımlar devleti bekleyedursun küçük çabalarla bugünden yarına hayata geçirilecek projeler konusunda bizim de üstümüze düşen görevler var..
Başka kentlerin turizm alanında gerçekleştirdikleri başarı öykülerini köşemde paylaşarak yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde yönetimlere aday olacak insanların seçim vaatlerinin arasına kimi hayal projeleri katmalarını amaçladım…
Bunlardan birisi de Antalya’ daki Konyaaltı projesi…
Konyaaltı projesinden başta Mezitli olmak üzere tüm sahil belediyelerinin çıkaracağı dersler var..
Mezitli'yi ilk sıraya koymam boşuna değil.. Mezitli ve Konyaaltı; konumları, kente yakınlıkları itibariyle büyük benzerlikler taşıyor…
Konyaaltı Antalya'nın 3 kilometre batısında yaklaşık 4,5 kilometre uzunluğunda, kum çakıl karışımı bir plajdan ibaret…
Geçmişte bu alanda Belediyeye ait tahta kulübeler, derme çatma restoranlar, büfeler yer alıyordu.. Kulübeler her yıl ihaleye çıkarılır, denize hasret aileler, açık arttırma ile kiraladıkları kulübeleri kapışıp deniz özlemlerini giderirlerdi…
90'lı yıllarda bölgede vahşi bir işgal yaşandı. Kentte yaşayıp lüks tesislere, daha uzak kumsallara gitme olanağı olmayan insanların tercih ettiği plajların her yanı izinsiz restoranlar, kalitesiz gazinolarla kuşatıldı…
1999 yılında sivil toplum örgütleri ve Büyükşehir Belediyesi ile alt birim belediyeleri bir proje hazırlamaya giriştiler. Proje kapsamında 2000 yılında Konyaaltı işgalci tüm yapılardan temizlendi. Ardından Türkiye'nin dört yanından talip olan yatırımcılara projede yeri şekli belirlenen parseller Milli Emlak tarafından kiralandı…
Bu proje hayata geçirilirken tüm sahil şeridinin halkın kullanımına açık olmasını emreden anayasa maddesi hep ön planda tutuldu…
45 yıldır sahili işgal eden tankları çıban gibi duran Petrol Ofisi de b sonunda ortaya çıkan yeni tabloyu daha fazla kirletmemek amacıyla bölgeyi terk edip yolun kuzeyine taşınmak zorunda kaldı…
Bugün Konyaaltı kumsalında, dünyaca tanınan restoranlardan, orta direğin karnını doyuracağı küçük büfelere kadar her çeşit ve segmentte tesis yer alıyor…
Bu tesislerin çoğu duş, şezlong ve soyunma kabinli tamamlayıcı plaj ünitelerine sahip..
Türkiye dünyadaki mavi bayrak sıralamasında 140 plajı ile 7. sırada yer alırken, 4,5 km’ lik Konyaaltı sahilindeki 11 plajın 6 tanesi 2001-2002 yıllarında mavi bayrak çekti…
Kalan 5 plaj da sözleşme gereği gerekli koşulları yerine getirip 2004 yılında mavi bayrağı hak etmek zorunda.
Mavi bayrak gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara verilen uluslararası çevre ödülü anlamına da geliyor..
Aynı zamanda temiz bakımlı donanımlı güvenli ve dolayısıyla Uygar sürdürülebilir bir çevrenin de sembolü..
Yabancı turist açısından önemi daha da fazla…
Tatil yapmak için bilmediği yeni tanıyacağı bir yere giden insanın uluslararası Garanti gibi anlamına gelen ve özelliklerini bildiği bir plajı tercih etmesi doğal..
Konyaaltı Seçkin ve marka olmuş yatırımcılar sayesinde 2 yıldır dünya çapında aktivitelere geceleri konserleri sahne oluyor gündüz denize girip güneşten yararlanan insanlar geceleri de bu eğlence mekanlarına dönüşen yerleri tercih ediyorlar üstelik belediyenin kontrol ettiği tarifelerle gündüzleri orta direk karnını doyurup denize girerken kazıklanmıyor..
Şimdi gelin kıssadan hisse çıkaralım.
Mezitli yaklaşık 15 kilometrelik kıyı şeridi ile Mersin'in hemen yanı başında…
Beldedeki Pompeipolis liman kenti harabelerinde, antik çağın eşsiz hazineleri, heykelleri, mozaik eserleri yatıyor…
Açık hava müzesi olarak insanlığa zenginlikleri sunarken, antik kentin yanında neredeyse 3 Konyaaltı uzunluğunda, kaliteli kumsala sahip plajlar uzanıyor…
Ne yazık ki sahilin büyük bölümü ucube sitelerini ördüğü aşılamaz duvarlarla çevrili. Üstelik halkın kullanımına açık olması gereken kamuya ait pek çok alan da sınırlı sayıdaki aynı sitelerin işgali altında…
Mezitli sahil düzenlemesi; Valilik, Belediye, Üniversite, Sivil Toplum Örgütlerinin oluşturacakları ortak platformun öncülüğünde yeni bir perspektifle projelendirilirse, ortaya konacak kararlı irade ile işgaller sona erdirilir, belli noktalarda Konyaaltı benzeri yüksek standartlı mavi bayraklı plajlar yaratılabilir..
Çevre kentlerinin çekim merkezi olan, güneş deniz yanında eğlence olanakları sunan eşsiz bir vaha...
Üstelik vahayı, Hazreti İsa’ dan da 700 yıl önce uygarlıklara kucak açan tarihi, kültürel zenginlikleriyle dünyanın dört yanından gelecek insanları büyüleyecek Liman yoluyla, topraktan heykellerin fışkırdığı tarihi zenginliklerle süsleyip beslemek de mümkün…
Bu kadar zengin bir doğaya çevreye ve coğrafyaya sahip olmamıza, kısaca un şeker ve yağ olmasına rağmen helva yapılmıyorsa suçu birilerine yüklemek yerine sorumluluk sahibi tüm kurum ve kuruluşların aynaya bakma zamanıdır diye düşünüyorum…”
*Makale 25 Haziran 2004 tarihinde Mersin Gazetesinde yayınlanmıştır.
2023’te Dünya turizm hacmi 1,5 trilyon dolara, turist sayısı ise 1,3 milyara ulaştı
***Aradan geçen 20 yılın sonunda 2023’ te Türkiye 55 milyon turist ağırlayarak 50 milyar dolar turizm geliri elde etti.