"Vergiden kaçınmak, vergi kaçırmak değildir" Ege Cansen
Selçuk Bayraktar'ın Türkiye vergi rekortmenligine oturması hayli ilgi çekti. Medya konuyu günlerce işledi. Her zamanki gibi bu konuda da canım Türkiye'm konsensüs sağlayamadı. Bayraktar'ın damat olması bir kesim için onu, keramet gösterse dâhi gömme nedenidir.
Selçuk Bayraktar oldukça başarılı bir girişimci mühendistir. Ağabeyi Haluk Bayraktar ile aile şirketlerini büyüterek dünyada yer edinmişlerdir ki burada onun ürünlerine girmeyi gereksiz buluyorum. Zaten ürettikleri sihalar herkesin malumudur.
Damatsanız derdiniz var demektir. Tüm hayatınız gözler önündedir ve siyasete bulaşmasanız bile ne yapar eder sizi o daireye sokmaya çalışırlar. Muhalif kesim her hareketinizi eleştirmeye yerden yere vurmaya çoktan amadedir.
Düşününün! Ülkede yapılmayanları yapıyorsunuz. Ordunuzun başarısına birebir etki ediyorsunuz. Dünyadan övgüler alıyorsunuz. Üretim ihracat şampiyonu, vergi rekortmeni oluyorsunuz yine de saman koalisyonunu ikna edemiyorsunuz.
Vergi konusu Türkiye'de çetrefil konudur. Vergi verenler, vermeyenler servet sahipleri, vergi kaçıranlar hep mercek altındadır. Vergi vermek ülkemizde kutsal addedilir. Kaçıranlara iyi gözle bakılmaz.
Ünlü ekonomist Ege Cansen, Bayraktar hakkında bence ezber bozan bir yazı kaleme aldı. Yazının son sözünde Cansen, " vergiden kaçınmak, vergi kaçırmak değildir" diyerek şaşırttı doğrusu. Ayrıca Cansen, Selçuk bey için "yaşarken efsaneleşmiş yaratıcı mühendis" tanımını kullandı.
Ege Cansen, alanı olan ekonomi ve vergi mevzuatı hakkında açıklayıcı bilgiler vermiş. Baykar şirketinin mali tablosunu çıkararak şirkete tavsiyeler sunmuş. Orada Cansen, "bu kadar vergi ödemek bir finansman hatasıdır"diyerek Baykar şirketine önermelerde bulunmuş.
Cansen şirketin bu denli yüksek vergi ödemesinin ruhları okşadığını fakat şirketin geleceği ve finans sağlığı açısından tehlikeli olduğunu vurgulamış. Baykar'ın adi ortaklıktan çıkıp, anonim şirketine dönüşerek halka açılmasını hatta dünya borsalarına girmesini önermiş.
Kurumlar vergisi mükellefi olarak daha az vergi õdeyebilecekken şahıs firması kimliğiyle çok vergi ödendiğini, oysa şirketin daha da büyümesinin ve büyük finansal kaynaklara erişmesinin kurumsal kimlikle daha mümkün olacağını vurgulamış.
İşte tam da bu noktada tartışma başlar. Vergi versen bir türlü, vergiden usulünce kaçınsan bir türlü. Adamakıllı vergi verdiğinde şirketin öz varlığı, büyümesi falan tehlikeye giriyor. Kaçınsan bu sefer de üzerinde kamuoyu baskısı artıyor.
Nitekim vergi yüzsúzleri de bir hayli fazla ülkede. Gerçi onlar tahakkuk eden vergiden de imtina ediyorlar. Usulünce kaçınmak yasal ama etik mi? Sanırım Baykar finansal riskleri göze alıp, kamuoyu nezdinde puan toplamak istiyor. Damatlığa halel getirmek istemiyor.
Zengin olmakta başa bela kardeşim hiç kimseye yaranamazsın. Kıskananlar, rakipler hep peşindedir sürekli açık ararlar..