6 Ocak günü Ataş rafinerisinin temelini atmakla kalmaz Menderes…
7 Ocak’ ta ziyaret ettiği Silifke’ ye il yapılacağı vaadinde bulunur.
Menderes’ in Mersin’ e duyduğu yakın ilgiyi yansıtması bakımından 8 Ocak günü verdiği talimat önemli ve dikkat çekicidir.
Talimat sonucu yeni şehir planını yapmak üzere, Roma ve Venedik Üniversitelerinin dünyaca ünlü hocası ve İstanbul Planlama Danışmanı Prof. Piccinato* başkanlığında, Türkiye Planlama ve İmar Genel Müdürü Yüksek Mühendis Mimar Mithat Yener, İller Bankası Şehircilik Bölümü Başkanı Mimar M. Ali Topaloğlu, Belediyeler İmar Planlama Başkanı Yüksek Mimar Bülent Berksan’ dan oluşan heyet kentte incelemelerde bulunur, Belediye Başkanı Zeki Ayan’ dan malumat alır ve plan üzerinde çalışmalara başlar…
Bu kadar da değil…
Menderes daha kentten ayrılmadan, İller Bankası’ nın kentin imar işlerinde kullanılmak üzere 2 milyon lirayı Belediye hesabına aktarması talimatını verir.
12 Ocak günü bu kez Ankara İmar Müdürü ve Fen işleri Müdürlerinin aralarında bulunduğu geniş heyet, Mersin’ de Karayolları Genel Müdürlüğünden yetkililerle bir araya gelip kentin başta yol sorunları olmak üzere yapılacakları yerinde görüp, Ankara’ ya döner.
Başbakan yardımcısı Medeni Berk bir kaç kez Belediye başkanı arar ve Menderes’ in şehrin imarı, açılacak yollar, bulvarlar konusundaki önerileriyle ilgili gelişmeler hakkında bilgi alır.
O günlerde Mersin’ in en önemli trafik sorunlarından biri hastane caddesi kavşağında son bulan İstiklal Caddesini Lisenin önüne kadar uzatacak ve hayli dar Atatürk Caddesini genişletecek projeleri hayata geçirmektir.
15 Ocak 1960 günkü Yeni Mersin’ de yer alan haber, kent trafiğini rahatlatacak bu iki cadde ile ilgili son gelişmeleri yansıtır:
“Belediyemiz son günlerde yol mevzuunda geniş bir hamleye girişmiş, İstiklal caddesi'nin açılması işini süratlendirmiştir.
İlgililerle yaptığımız temaslardan edindiğimiz malumata göre 15 gün içinde İstiklal Caddesi liseye kadar açılmış olacaktır. Bu yol üzerinde bulunan garaja ait bazı binaların yıkılmasına başlanmıştır.
Toros oteli ile sırasındaki binalarını da istimlak muamelesi tamamlanmış olup bu yolun da kulüp (Tüccar Kulübü kast ediliyor) önünden gümrük meydanına kadar açılmasına süratle başlanacaktır.”
Menderes’ in bir başka çılgın projesi ise Mersin’ e İstanbul Hilton’ a eş bir otel kazandırmaktır. Otel için bulunan en uygun yer ise Müftü Deresi yanında, denize uzanan Kışla arazisidir.
Bu amaçla Milli Savunma Bakanı ve yanındaki heyet kente gelip gerekli incelemeleri yapar. Arsa tahsisi ile ilgili işlemler başlatılır.
2 Şubat 1960 tarihli Yeni Mersin’ in manşeti “Milli müdafaa Vekili Ethem Menderes ile Devlet Bakanı İzzet Akçal’ ın otel yapılacak Astsubay Okulunu (Kışla o dönem astsubay okulu olarak kullanılmaktaydı) gezdiler” idi. Haberin içeriğinde daha da ilginç detaylara yer veriliyordu:
“Etem Menderes ve devlet vekili İzzet akçal beraberlerinde Ordu kumandanı ve umum müdürler olduğu halde dün öğleden sonra helikopterle şehrimize gelmişlerdir.
Stadyumda helikopterden inen vekiller doğruca astsubay okuluna gelmişler ve burada kendilerini karşılayan mebusumuz Yakup Karabulut, Vali, Vali muavini, Karayolları bölge müdürü, Belediye reisi belediye azaları ve daire müdürleri ile birlikte okul binalarını gezerek tespitlerde bulunmuşlardır. Bilahare devlet vekili Akçal beraberinde vali, belediye reisi, karayolları bölge müdürü ve belediye azaları olduğu halde halen açılmakta olan caddeleri gezmişler ve buradan hükümet konağına giderek tetkik ve temaslarda bulunmuşlardır.
Geceyi şehrimizde geçirmiş olan vekiller (o dönem Bakanlar Vekil, Milletvekilleri ise Mebus olarak adlandırılır) bugün ayrılacaklardır.”
Menderes’ in gösterdiği yakın ilgiye karşı 15 Şubat 1960 günü toplanan Mersin Belediye Meclisi aldığı kararla kendisini ‘Fahri Belediye Reisi’ olarak ilan eder.
‘Fahri Belediye Reisi’ kararı ardından o günlerde Yeni Mersin gazetesinin başyazarı olarak çeşitli konuları ele alan Lütfi Oğuzcan, hayata geçirilebilse kentin hem çehresini hem de yaşamını derinden etkileyecek öneriyi dillendirir.
23 Şubat 1960 günü kaleme aldığı ‘Fahri Reisimize Dilekçe’ başlıklı makalede özetle şunları yazar:
“Mersin Şehir Meclisinin Sayın Menderes'e fahri belediye reis'liğini tevcih etmesi ve Başvekilimizin bu tevcihi kabul buyurmasını Akdeniz'in incisi güzel mersinimiz için yeni bir müjde olarak görüyoruz.
Bu vesile ile şehrin imar ve istikbali noktasından mühim bir noktaya hatırlatmakta faydalı buluyoruz.
Şöyle ki; geçenlerde gazetelerde okuduk. İstanbul belediyesi istimlak ettiği yüz binlerce metrekare bir saha üzerine büyük bir Kültür park kurmak teşebbüsüne geçmiştir.
Acaba cenubun yıldızı Mersin için böyle bir şey düşünülüyor mu? Bilmiyoruz. Fakat daha önce de bu mevzua temas ettiğimiz için lüzumuna inanıyoruz.
Belediye pozcu arsaları bitişiğindeki eski süprüntü sahasını (o dönem Mersin’ in çöpleri Pozcu semtindeki boş arazide toplanıyordu) çöp alanını elinden kaçırmakla büyük bir fırsatı kaybetmiştir. Ancak henüz vakit geçmiş değildir. Cenupta bir fuar ihtiyacı er ve geç kendini duyuracaktır. Böyle bir fuar içinde en müsait yer ve şehir mersin' dir.
Hazır şehrin imar işi ele alınmışken bu mevzu ortaya koymakla bir hemşerilik vazifesi yaptığımıza inanıyoruz. Sayın hemşerimiz ve Fahri reisimiz Menderes'in bu mevzua el koymasını bekliyor rica ediyoruz.”
Öykünün sonrası malum; aradan 4 ay geçmeden gelen 27 Mayıs darbesiyle Kışla arazisine yapılacak otel projesi rafa kaldırılır…
Üstelik darbenin ardından 1961’ de üst düzey askerlerin kurduğu ve generallerin yönettiği OYAK’ a devredilir kışla olarak adlandırılan bölge…
O günden beri de iyi ya da kötü anlamda dokunulmuyor Kışla arazisine..
Son dönem Millet Bahçesi’ ne eklemlenmesi amacıyla Oyak’ tan TOKİ’ ye geçtiği iddiaları gündeme gelse de, Garp cephesinde yeni bir şey yok…
* İtalya'da adı önemli bir figür olarak ortaya çıkan Luigi Piccinato (1899-1983), modern kent problemleri ve planlaması üzerine ulusal ve uluslararası alanda birçok çalışmaya imza atmıştır. Kendi dönemi içerisinde kent plancısı ve planlama kavramlarını sorgulamış ve özgün teorileri ile bunları yeniden tanımlama ihtiyacı hissetmiştir. Kent plancısının rolünün yalnızca düzenleme ve iyileştirme yapmak değil, kentin bütün alanlarını hayatın içerisine katacak dinamik bir plan üretmek olduğunu savunmuştur. Katıldığı bütün çalışmalarda kent sorunlarını derinlemesine inceleyerek, sosyal, kültürel, ekonomik ve fiziksel verileri bütüncül bir anlayışla birleştirdiği, sürdürülebilir kent planları hazırlamıştır. Piccinato kendi kavramsal bağlamını oluştururken organik kavramını kullanmış ve bunu planlarına aktarmıştır. 1958 ve 1967 yılları arasında Türkiye'ye gelerek, önce Bursa ve daha sonra uzun bir dönem İstanbul'un planlamasında görev almıştır. İstanbul’ un çeşitli kentsel hazırlayan Piccinato toplu konutun ülkedeki ilk örneği Ataköy 5. Kısım ve Londra Asfaltı olarak anılan bulvarların açılmasıyla sonuçlanan projelerin de müellifidir.