34. Cadde’deki bisiklet yolu
34. caddeye zamansız ve lüzumsuz bir şekilde yapılan ve Mersinlileri canından bezdiren bisiklet yolu ile ilgili bir gelişme oldu.
Caddenin güney-kuzey olarak iki tarafında bazı noktalarda bu bariyerlerin bir kısmı söküldü. Fakat neden bir kısmı anlamak mümkün değil?
Sökülen yerler trafik ışıklarına yakın noktalar. Bu yapılan trafiği bir nebze rahatlasa bile trafik yoğunluğu devam ediyor.
Bir işi yarım yapmak nasıl bir mantıktır, benim için tam bir muamma.
Ne yani, “Halk şikâyet etti, işte bir kısmını hâllettik, susun” mu demek isteniyor?
Ya da “Bir kısmını kaldırdık, ne halkın dediği oldu ne bizim” diye mi düşünülüyor bilemiyorum.
Büyükşehir yönetiminin yukarıda sıraladığım saçma argümanlarla hareket ettiğini düşünmem. Düşünmek dahi istemem.
Pekâlâ, o hâlde yapılan bu yarım iş neyin nesidir?
Deprem bölgesinden yüzbinlerce göç alan ve nüfusu beklenmedik biçimde artan Mersin’de hiç lüzum yokken caddeleri daraltmak hangi mantığın ürünüdür?
Tüm bu bariyerlerin derhal sökülmesi gerekmektedir.
*
Hatırlatmak lazımdır: Şehir içi ulaşımda bisiklet kullanımı çok uzun yıllara dayanan bir bisiklet kullanma kültürü neticesinde yaygınlaşan bir durumdur. Bu konuda başta Çin olmak üzere bazı batı Avrupa ülkeleri fevkalade gelişmiş durumdadır ve bisiklet kullanımı neredeyse motorlu taşıt kullanımından daha fazladır.
Mersin’de modern şehirciliğin en önemli gereklerinden biri olan bisiklet kullanımının ve bu kültürün yaygınlaştırılması elbette ki arzu edilir. Fakat bu işin bir program ve plan dahilinde yapılması gerekirken, sadece modern şehir görüntüsü (!) verecek bir“şıklık” olarak alelacele yapılırsa böyle anlamsız ve olumsuz sonuçlar verir.
*
Beyler, önceki yazımda hata yapmanın ayıp olmadığını, hatadan dönmenin erdem olduğunu yazmıştım.
Bilesiniz ki yarım erdem olmaz!
***
Organize Sanayi - Otoyol bağlantı yolu
Önceki yazımda bağlantı yolunda, uyarıcı trafik işaretlerinin olmadığını, bu konuda MTOSB bölge müdürlüğü tarafından büyükşehire hitaben dilekçeler yazılarak talepte bulunulduğunu yazmıştım.
Ayrıca bu güzergâhta sadece iki hafta içerisinde maddi hasarlı üç kaza olduğunu hatırlatmış ve yaralanma ya da ölümle sonuçlanabilecek bir kaza olursa bunun hepimizi üzeceğini vurgulamıştım.
Anlaşılan bu olumsuz ihtimal bile büyükşehir yönetimini harekete geçirmeye yetmiyor ki bu konuda hiçbir şey yapılmıyor!
*
Her gün binlerce araç ve on binlerce kişinin kullandığı böylesine dar ve tehlikeli bir yolda trafik uyarı çalışmaları neden yapılmaz, anlamak imkânsız!
Trafik levhaları, yazıları, işaretleri, ışıklandırma ve yol şeritlerinin yenilenmesi ne kadar zor olabilir ki bir türlü yapılmıyor?
Adama sorarlar: CERN laboratuvarlarında atomu mu parçalıyorsunuz kardeşim!
*
İnsanın aklına acaba oraya yollayacak ekip mi bulamadılar sorusu gelebilir. Oysa aylar önce, güzergâh boyunca asfalt üzerine büyükşehirin yeni icat ettikleri (!) logosunu boyayarak “kondurdular.”
Demek ki bu önemli (!) işi yapmak için yollanacak ekip bulunmuş. Fakat insan hayatını korumak için konulması gereken levha ve işaret gibi önemsiz (!) bir konu için ekip bulunamamış.
Ha, bir de yolun başlangıcına astıkları pankart var; hani o “Artık yolumuz daha açık” yazan!
Adama bir defa daha sorarlar: Kardeşim, yolumuzu daha açık kılmak için ne yaptın?
***
Büyükşehir belediye yönetimine bir defa daha hatırlatıyorum:
Çok önemli bir kamu hizmeti olan belediye hizmetleri şehir halkının refahını, rahatını, güvenliğini ve mutluluğunu temin edecek şekilde yürütülür.
Yaptığınız iş ve görev kendi şahsi işiniz değil, kamunun hizmet bekleyen çalışmalarıdır.
Mersinlilerin hayat kalitesini bu şekilde olumsuz etkileyen ve tehlike arz eden bu konularda neden harekete geçmediğiniz hususu on binlerce Mersinli için anlaşılamaz bir durumdur.
Belediyelerin yaptıkları hizmetlerin halkın hayatını kolaylaştıracak ve kalite seviyesini yükseltecek biçimde olması gerekirken, bu yapılan ve yapılmayanlar tam aksi bir sonuç ortaya çıkarmıştır.
***
Belki anlamak isteyen olur diye yazayım: Demokrasilerde seçenlerin, daha iyi hizmet almak ve yanlışları göstermek amacıyla seçilenleri eleştirmeleri en doğal bir haktır.
Seçilmiş olanların akıl, mantık ve sağduyuya sahip olanları bu eleştirilerden istifade eder.
***
Pek çok yazımda yazdım. Tekrar etmekte sakınca yok: Mersin, benim aşkla bağlı olduğum şehrimdir. Bu duyguya sahip Mersinli sade bir yurttaş olarak şehrimle ilgili yapılan/yapılmayan her şey beni ilgilendirir. Aslında, Mersin’le ilgili benim duygu ve hassasiyetlerimi paylaşan herkesi ilgilendirir.
Şehrimizle ilgili yapılan hatalı işlerden ya da yapılmayan hizmetlerden şikâyetçi olan pek çok hemşehrim ısrarla bunları yazmamı talep ediyor.
Daha iyi bir Mersin için herkesi göreve davet ediyorum.