halkalı escort bayanlar
Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Radikal İslamcıların Halep Saldırısı ve Enerji Koridoru Kavgası…

Kasım ayının sonlarına doğru üç gün içinde İdlib’ te derin uykuda olduğu ön görülen radikal İslamcı Heyet-i Tahrir El Şam Halep’ e yönelik gerçekleştirdiği şok saldırıyla eski kentin çevresindeki kritik pek çok bölgeyi ele geçirmiş bulunuyor.. Rejime bağlı ordu kuvvetleri en küçük bir direniş göstermeden geri çekildi ve ricatı toparlanma olarak tanımladı… İster istemez pek çok gözlemci Halep’ in HTŞ öncülüğündeki İslamcı muhalefete altın tepside sunulmasını IŞİD’ in 4 Temmuz 2014 günü Musul’ u teslim almasına benzetiyor. Beklenmedik ve direnişsiz milyonluk şehirleri ele geçirmek söz konusu olunca elbette benzerlikler var ama on yıl içinde köprülerin altından o kadar çok su aktı ki, her gelişmeyi kendi koşullarında ve dönemin iklimi çerçevesinde ele almak gerekiyor… Gelin Halep’ in düşmesine ve bir adım sonrasında Suriye’ deki tüm dengeleri değiştirecek defacto duruma farklı bir pencereden bakmaya çalışalım.. ** El kaide Suriye’ de önce El Nusra adlı örgüte, El Nusra da özellikle batılı güçlerce terör örgütü ilan edilince hüviyet değiştirerek Heyet-i Tahrir el Şam'a (HTŞ) dönüştü… Halep'i ele geçirmeye çalışan ortak güçlerin liderliğini işte bu HTŞ radikal İslam örgütü üstlenmiş bulunuyor… Ancak aslında savaşın bugünkü yeni aşamasını, Esad rejimini bugüne kadar ayakta tutan İran- Rusya eksenine karşı İsrail'in güvenliğini sağlayacak stratejik hamle olarak ele almak yanıltıcı olmaz… Suriye'de 2011 den beri savaşın temel nedenlerinden biri Katar doğal gazının İsrail- Ürdün- Suriye’ den geçirip Türkiye üzerinden Avrupa'ya akıtılması, böylece Avrupa'nın Rusya- İran gazına bağımlılığını kırmaktı.. (Bu konuda 2015’ te kaleme aldığım ve bir bölümünü makale sonunda yer verdiğim “Rusya-Katar doğalgaz kavgasının arenası Suriye…” başlıklı makaleye https://abdullahayan.wordpress.com/2015/12/16/rusya-katar-dogalgaz-kavgasinin-arenasi-suriye/ linkinden ulaşılabilir.) Rusya ve İran doğrudan Suriye’ye müdahale ederek batının desteklediği, özellikle Türkiye’ nin önemli rol üstlendiği aslında Katar-İsrail merkezli o hamleyi boşa çıkardı. Ancak ABD ve İngiltere gözü kararmış Putin'in Ukrayna'ya girmesini adeta teşvik ederek Rusya'nın tüm gücünü, enerjisini o bölgede tüketmesini sağladı… İsrail ise halen tam olarak aydınlatılamamış 7 Ekim saldırılarını fırsata çevirerek Hamas ve Hizbullah'ı adım adım eritti ve bir yılın sonunda İran'ın Suriye’ deki etkisini minimize etti.. Aslında HTŞ bugün her ne kadar radikal İslami hareket gibi görünse de doğrudan İsrail ve NATO stratejisine uygun hareket etmektedir.. 2011'den bugüne başka ne değişti derseniz? Katar doğalgazına şimdi de İsrail doğal gazı eklenmiştir.. Ve iki zengin doğalgaz kaynağı hesaplar tutar ve Suriye'de Esad rejiminin devrilirse Avrupa'ya en kolay ve ucuz biçimde Anadolu üzerinden akacaktır.. Suriye iç savaşı başladığı günden beri bunun görünmeyen temel argümanlarının başında bu enerji koridoru kavgasının yattığını yineleyip durdum.. Ekim 2023’ ten beri de Hamas' ın İsrail saldırısıyla başlayan yeni dönemin de günün sonunda dönüp dolaşıp İran molla rejimini devirme amaçlı olduğunu iddia ediyorum.. HTŞ öncülüğündeki güçlerin Halep'i ele geçirme hamlesini böyle okumadığımız sürece büyük fotoğrafı görmemiz mümkün değil.. Kürtler bu işin neresinde derseniz; Türkiye 'de Öcalan 'ı temel alan yeni süreci de bu gelişmelerden ayrı düşünmek safdilliktir... Yıllar alacak ve tüm Ortadoğu'yu yeni baştan şekillendirecek asıl büyük oyun yeni başlıyor...   Not; son tahlilde tercihini NATO (İngiltere- ABD) dolayısıyla İsrail’den yapan Erdoğan rejiminin önündeki en ciddi sorun bundan böyle Putin’ li Rusya ile ilişkileri nasıl sürdüreceği.. Türkiye açısından Nükleer santral başta olmak üzere ticari ilişkiler, petrol ve gaz ithalatında gittikçe artan bağımlılık, başka bir değerlendirme konusudur... Abdullah Ayan 30 Kasım 2024, Mersin… Not Aralık 2014’ te kaleme aldığım makaleden bir bölüm: “Bugün yılda 50 milyar m3 doğalgaz tüketen Türkiye’ nin boru hatları nedeniyle Rusya’ ya bağımlı hale gelmesi.. Peki, bu bağımlılığın taşıdığı büyük risklere karşı, hiçbir girişimde bulunulmadı mı? Haksızlık etmeyelim, bölge ülkeleriyle bal ayı yaşanan dönemin sıcak ikliminde bazı ülkelerle alternatif projeler üzerinde epeyi kafa patlatıldı. Projelerin en ciddisi ise Katar doğalgazını boru hatlarıyla Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye üzerinden Anadolu’ya getirip hem Türkiye hem de Avrupa’ ya ulaştırmayı hedefleyen projeydi. Doğalgaz boru hattı anlamında proje yeni sayılırdı ama güzergâh Abdülhamit döneminde hayata geçirilen Hicaz Demiryolu birebir aynıydı. O günlerde Rusya-Türkiye arasındaki balayı nedeniyle Katar doğalgazı Türkiye’ den çok Ukrayna sorunu nedeniyle istikrarlı akış konusunda sıkıntı yaşayan Avrupa ülkelerinin derdi gibi görülse de, fazla mal göz çıkarmaz misali maliyeti hayli yüksek proje epeyi destek buldu. 2 bin km uzunluğa sahip ve yaklaşık 10 milyar dolar maliyeti olan proje raflardan indirildiği 2009’ a kadar hayalleri zorlasa da, o günlerde Türkiye’ nin Ürdün ve Suriye ile neredeyse ortak hale gelmesiyle bir anda ciddiye bindi. .. Suriye ve Ürdün ile sınırları ortadan kaldırma adımları atan Türkiye’ nin rota ve kaynak çeşitliliğini arttıracak ve öte yandan da Katar’ ı Hürmüz Boğazı bağımlılığından kurtarıp dünyanın en zengin ülkesini daha da zengin hale getirecek projenin başına nelerin geldiğini bugün ortaya çıkan tablo ışığında merak eden çıkar mı? Sanmıyorum… Tam da boru hattının bitim randevusu olarak belirlenen 2012’den aylar önce Mart 2011’ de masum talep ve gösterilerle başlayan ve sonrasında kan deryasına dönen Suriye… Baas rejiminin kısa zamanda devrileceğine yönelik hesapların iflası ve derken Rusya ile Türkiye’ yi sıcak savaş arifesine sürükleyen süreç… .. Ukrayna üzerinde kurduğu hegemonya yanında Türkiye üzerinden sağladığı doğalgaz akışıyla alternatifsiz kalan Rusya ve dünya rezervlerinin %13’üne sahip olmasına rağmen bunun ancak %5’ini sıvılaştırarak piyasalara verebilen Katar… Yukarıda özetlemeye çalıştığım tablo ışığında sorulması gereken en ciddi sorulardan biri şudur: Boru hatlarıyla Avrupa’ yı kendisine bağımlı hale getiren Rusya, Katar gibi doğalgaz potansiyelinin ancak %30’unu değerlendirebilen Katar’ ın, kısa vadede rakip, orta ve uzun vadede stratejik emellerini yerle bir edecek tehdit olarak sahneye çıkmasına izin verir mi? Elbette vermezdi, vermedi de… Bugün Katar Esad’ ın gitmesi için her türlü katkıya hazırken ve gizli açık operasyonu desteklerken, Rusya ise tüm gücünü Esad’ la simgelenen Baas rejiminin kalması yönünde sarf ediyor. .. Ortada dünyaya nizamat verecek doğalgaz gibi bir ürünün Pazar paylaşım savaşı varsa bu savaş ticaretten bambaşka mecralara akabiliyor demek ki… Suriye iç savaşının yüzlerce nedeni, aktörü, zalimi/mazlumu sıralanabilir. Katar-Rusya doğalgaz kavgası da bunlardan biridir ve olayları bu yönüyle okumakta ve en azından bakış açısını bu yanıyla değiştirmekte yarar var derim.” https://abdullahayan.wordpress.com/2015/12/16/rusya-katar-dogalgaz-kavgasinin-arenasi-suriye/
Ekleme Tarihi: 02 Aralık 2024 - Pazartesi

Radikal İslamcıların Halep Saldırısı ve Enerji Koridoru Kavgası…

Kasım ayının sonlarına doğru üç gün içinde İdlib’ te derin uykuda olduğu ön görülen radikal İslamcı Heyet-i Tahrir El Şam Halep’ e yönelik gerçekleştirdiği şok saldırıyla eski kentin çevresindeki kritik pek çok bölgeyi ele geçirmiş bulunuyor..

Rejime bağlı ordu kuvvetleri en küçük bir direniş göstermeden geri çekildi ve ricatı toparlanma olarak tanımladı…

İster istemez pek çok gözlemci Halep’ in HTŞ öncülüğündeki İslamcı muhalefete altın tepside sunulmasını IŞİD’ in 4 Temmuz 2014 günü Musul’ u teslim almasına benzetiyor.

Beklenmedik ve direnişsiz milyonluk şehirleri ele geçirmek söz konusu olunca elbette benzerlikler var ama on yıl içinde köprülerin altından o kadar çok su aktı ki, her gelişmeyi kendi koşullarında ve dönemin iklimi çerçevesinde ele almak gerekiyor…

Gelin Halep’ in düşmesine ve bir adım sonrasında Suriye’ deki tüm dengeleri değiştirecek defacto duruma farklı bir pencereden bakmaya çalışalım..

**

El kaide Suriye’ de önce El Nusra adlı örgüte, El Nusra da özellikle batılı güçlerce terör örgütü ilan edilince hüviyet değiştirerek Heyet-i Tahrir el Şam'a (HTŞ) dönüştü…

Halep'i ele geçirmeye çalışan ortak güçlerin liderliğini işte bu HTŞ radikal İslam örgütü üstlenmiş bulunuyor…

Ancak aslında savaşın bugünkü yeni aşamasını, Esad rejimini bugüne kadar ayakta tutan İran- Rusya eksenine karşı İsrail'in güvenliğini sağlayacak stratejik hamle olarak ele almak yanıltıcı olmaz…

Suriye'de 2011 den beri savaşın temel nedenlerinden biri Katar doğal gazının İsrail- Ürdün- Suriye’ den geçirip Türkiye üzerinden Avrupa'ya akıtılması, böylece Avrupa'nın Rusya- İran gazına bağımlılığını kırmaktı.. (Bu konuda 2015’ te kaleme aldığım ve bir bölümünü makale sonunda yer verdiğim “Rusya-Katar doğalgaz kavgasının arenası Suriye…” başlıklı makaleye https://abdullahayan.wordpress.com/2015/12/16/rusya-katar-dogalgaz-kavgasinin-arenasi-suriye/ linkinden ulaşılabilir.)

Rusya ve İran doğrudan Suriye’ye müdahale ederek batının desteklediği, özellikle Türkiye’ nin önemli rol üstlendiği aslında Katar-İsrail merkezli o hamleyi boşa çıkardı.

Ancak ABD ve İngiltere gözü kararmış Putin'in Ukrayna'ya girmesini adeta teşvik ederek Rusya'nın tüm gücünü, enerjisini o bölgede tüketmesini sağladı…

İsrail ise halen tam olarak aydınlatılamamış 7 Ekim saldırılarını fırsata çevirerek Hamas ve Hizbullah'ı adım adım eritti ve bir yılın sonunda İran'ın Suriye’ deki etkisini minimize etti..

Aslında HTŞ bugün her ne kadar radikal İslami hareket gibi görünse de doğrudan İsrail ve NATO stratejisine uygun hareket etmektedir..

2011'den bugüne başka ne değişti derseniz?

Katar doğalgazına şimdi de İsrail doğal gazı eklenmiştir..

Ve iki zengin doğalgaz kaynağı hesaplar tutar ve Suriye'de Esad rejiminin devrilirse Avrupa'ya en kolay ve ucuz biçimde Anadolu üzerinden akacaktır..

Suriye iç savaşı başladığı günden beri bunun görünmeyen temel argümanlarının başında bu enerji koridoru kavgasının yattığını yineleyip durdum..

Ekim 2023’ ten beri de Hamas' ın İsrail saldırısıyla başlayan yeni dönemin de günün sonunda dönüp dolaşıp İran molla rejimini devirme amaçlı olduğunu iddia ediyorum..

HTŞ öncülüğündeki güçlerin Halep'i ele geçirme hamlesini böyle okumadığımız sürece büyük fotoğrafı görmemiz mümkün değil..

Kürtler bu işin neresinde derseniz; Türkiye 'de Öcalan 'ı temel alan yeni süreci de bu gelişmelerden ayrı düşünmek safdilliktir...

Yıllar alacak ve tüm Ortadoğu'yu yeni baştan şekillendirecek asıl büyük oyun yeni başlıyor...

 

Not; son tahlilde tercihini NATO (İngiltere- ABD) dolayısıyla İsrail’den yapan Erdoğan rejiminin önündeki en ciddi sorun bundan böyle Putin’ li Rusya ile ilişkileri nasıl sürdüreceği.. Türkiye açısından Nükleer santral başta olmak üzere ticari ilişkiler, petrol ve gaz ithalatında gittikçe artan bağımlılık, başka bir değerlendirme konusudur...

Abdullah Ayan

30 Kasım 2024, Mersin…

Not Aralık 2014’ te kaleme aldığım makaleden bir bölüm:

“Bugün yılda 50 milyar m3 doğalgaz tüketen Türkiye’ nin boru hatları nedeniyle Rusya’ ya bağımlı hale gelmesi..

Peki, bu bağımlılığın taşıdığı büyük risklere karşı, hiçbir girişimde bulunulmadı mı?

Haksızlık etmeyelim, bölge ülkeleriyle bal ayı yaşanan dönemin sıcak ikliminde bazı ülkelerle alternatif projeler üzerinde epeyi kafa patlatıldı.

Projelerin en ciddisi ise Katar doğalgazını boru hatlarıyla Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye üzerinden Anadolu’ya getirip hem Türkiye hem de Avrupa’ ya ulaştırmayı hedefleyen projeydi.

Doğalgaz boru hattı anlamında proje yeni sayılırdı ama güzergâh Abdülhamit döneminde hayata geçirilen Hicaz Demiryolu birebir aynıydı.

O günlerde Rusya-Türkiye arasındaki balayı nedeniyle Katar doğalgazı Türkiye’ den çok Ukrayna sorunu nedeniyle istikrarlı akış konusunda sıkıntı yaşayan Avrupa ülkelerinin derdi gibi görülse de, fazla mal göz çıkarmaz misali maliyeti hayli yüksek proje epeyi destek buldu.

2 bin km uzunluğa sahip ve yaklaşık 10 milyar dolar maliyeti olan proje raflardan indirildiği 2009’ a kadar hayalleri zorlasa da, o günlerde Türkiye’ nin Ürdün ve Suriye ile neredeyse ortak hale gelmesiyle bir anda ciddiye bindi.

..

Suriye ve Ürdün ile sınırları ortadan kaldırma adımları atan Türkiye’ nin rota ve kaynak çeşitliliğini arttıracak ve öte yandan da Katar’ ı Hürmüz Boğazı bağımlılığından kurtarıp dünyanın en zengin ülkesini daha da zengin hale getirecek projenin başına nelerin geldiğini bugün ortaya çıkan tablo ışığında merak eden çıkar mı? Sanmıyorum…

Tam da boru hattının bitim randevusu olarak belirlenen 2012’den aylar önce Mart 2011’ de masum talep ve gösterilerle başlayan ve sonrasında kan deryasına dönen Suriye…

Baas rejiminin kısa zamanda devrileceğine yönelik hesapların iflası ve derken Rusya ile Türkiye’ yi sıcak savaş arifesine sürükleyen süreç…

..

Ukrayna üzerinde kurduğu hegemonya yanında Türkiye üzerinden sağladığı doğalgaz akışıyla alternatifsiz kalan Rusya ve dünya rezervlerinin %13’üne sahip olmasına rağmen bunun ancak %5’ini sıvılaştırarak piyasalara verebilen Katar…

Yukarıda özetlemeye çalıştığım tablo ışığında sorulması gereken en ciddi sorulardan biri şudur:

Boru hatlarıyla Avrupa’ yı kendisine bağımlı hale getiren Rusya, Katar gibi doğalgaz potansiyelinin ancak %30’unu değerlendirebilen Katar’ ın, kısa vadede rakip, orta ve uzun vadede stratejik emellerini yerle bir edecek tehdit olarak sahneye çıkmasına izin verir mi?

Elbette vermezdi, vermedi de…

Bugün Katar Esad’ ın gitmesi için her türlü katkıya hazırken ve gizli açık operasyonu desteklerken, Rusya ise tüm gücünü Esad’ la simgelenen Baas rejiminin kalması yönünde sarf ediyor.

..

Ortada dünyaya nizamat verecek doğalgaz gibi bir ürünün Pazar paylaşım savaşı varsa bu savaş ticaretten bambaşka mecralara akabiliyor demek ki…

Suriye iç savaşının yüzlerce nedeni, aktörü, zalimi/mazlumu sıralanabilir.

Katar-Rusya doğalgaz kavgası da bunlardan biridir ve olayları bu yönüyle okumakta ve en azından bakış açısını bu yanıyla değiştirmekte yarar var derim.”

https://abdullahayan.wordpress.com/2015/12/16/rusya-katar-dogalgaz-kavgasinin-arenasi-suriye/

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersindesonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.