"İstekler olanaklarla sınırlıdır"
Meşhur fil hikâyesini bilirsiniz. Gözleri kapalı insanlardan bir fil tarifi istenmiş. Herkes tuttuğu yeri anlatmış. Bu örneği tüm alanlara yaymak mümkündür. Ya da şu yarısı dolu olan bardak. Müspet yaklaşanlar bardağın dolu tarafını görür. Menfi bakanlar boş tarafını..
Ulusal basında bir Mersin yazısı çıktı . Başlık, 'Kabına Sığmayan Şehir' yazar olumlu taraftan yaklaşmış şehre. Bense olumsuz demesem de eleştirel bakmak durumundayım. Durumundayım diyorum çünkü benim açımdan Mersin bir başarı hikayesi değildir. 35 yıl evvel umutlarla geldiğim Mersin, bana istenileni vermedi. Elbette umduğundan fazlasını bulanlar, memnun kalanlar da hayli çoktur bundan eminim.
Baştan dedik ya herkes kendi açısından bakar meseleye. Yazarımız sığınmacıyı, depremzedeyi, Rus'u, Afgan'ı, Iraklı'yı bir zenginlik olarak görmüş. Kiracı konumundakiler, işsizler için tam bir kabus oysa dışarıdan gelenler. Sonra tarım, sanayi, denizcilik, turizm, OSB'ler, üretim, ihracat diye sıralamış gitmiş..
Doğrudur tüm bunlar var Mersin'de. Fakat toplu taşıması ne durumda? Bırakın metroyu ki o en ileri ve en pahalı ulaşım sistemidir. Basitinden bir raylı taşıma sistemi bulunuyor mu? Raylı sistemle tanışmamış bir şehir, modern anlamda kent statüsüne yükselmiş sayılır mı?
Üretim, sanayi, ihracat, ticaret çalışan nüfus demektir. Peki sosyal konutlar nerede? Organize sanayi bölgeleri ile övünelim de o bölgelerin etrafında sosyal konutları da unutmayalım. Çalışan Mezitli'den, Huzurkent'e kaç saatte ve neyle gidecek?
Çukurova havaalanı tabii ki bir kazanımdır. Bu zamanla daha iyi anlaşılacaktır. Fakat Adanalı'ların yoğun itirazları aylarca bölgeyi gerdi. Bilhassa sosyal medya üzerinden gereksiz tartışmalar yaşandı.
Taşı toprağı altın deniyor şehrimiz için. 300 bin depremzedeyi bağrımıza bastık çok güzel ama merkezi hükümet, gelen depremzede oranında yerel yönetime destek verdi mi? 'Gelen gitmiyor' deniyor burası için. 60 bin kişi depremden dolayı kalıcı yerleşti. 200 bin Suriyeli'den kaçı geri döner sizce?
Mersin 2023 yılında 9.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş ve Türkiye'de 7. sıraya yerleşmiş. Peki sokaktaki vatandaşa bir sorun bakalım bundan ne fayda görmüş? Büyüme rakamları amenna fakat tabana yayılıyor mu?
Mersin bir eğitim şehri aynı zamanda ilk ve orta eğitimde 428 bin öğrenci. İkisi devlet, ikisi özel 4 üniversitede 60 bin öğrenci var. Gel gör ki taşıma burada da sıkıntı. Felç olan Mersin trafiğinde bir de servis yoğunluğu var. Üniversiteliler için kalacak yer sorunu halledildi mi? Yeterince yurtları bulunuyor mu?
Mersin'de 4 reaktörlú dünyanın en büyük nükleer santrali inşa ediliyor. Seneye ilk reaktor devreye alınacak. 20 bin Rus vatandaşı Mersin'de yaşıyor. Çoğu santral için burada.
Turizm Mersin'in olmazsa olmazı. Yeni havaalanı ile birlikte üç yıl içerisinde şehrin yatak kapasitesi 7 kat artacak. Ama işte, nükleer santral ve turizm yan yana nasıl olacak?
Yine deprem en hayati konu. Şehrimizden çok büyük fay hatları geçmiyor ama zemin çürük ve sıvılaşma riski yüksek. Yapı stoğu ise eski ve çürük.
Tarımda Türkiye'nin İzmir ve Konya ile birlikte 3 büyük şehri yine Mersin. Fakat orada da kapasite yeterince değerlendirilemiyor. Çiftçi halinden şikayetçi.
Liman yoğun protestolar altında büyümeye gidiyor. Liman genişleme alanına şehrin simge parkı kurban ediliyor.
İç turizm de canlı. Tatillerde bayramlarda çevre iller buraya akıyor ama ah şu yollar yok mu yetersiz kalıyor kilometrelerce kuyruklar oluşuyor. Taşucu -Çeşmeli otoyolu, Antalya -Mersin karayolu, Konya- Mersin -Gaziantep YHT hattı çok çok geç kaldı.