"İçdeki problem, dıştan müdahale çağırır"   Akıllı ve verimli davranmak, bir işten birden fazla sonuç elde etmeyi gerektirir. Bunu özel kişiler tüzel kişiler uygulamaya çalışır. Devletler de tüzel kişilik sayılır. Büyük devlet olmanın gereği, uzun geleceği planlamaktan geçer.    Geçenlerde bir emeklilik uzmanı, 'Türkiye artık emeklilik sisteminde 2070'li yılları planlıyor' diyor. Günaydın. Yeni yeni aklınız başınıza geliyor demek ki.   Uzun süreli planlar dendiğinde nedense aklıma ilk ABD gelir. ABD dünya sathına yayılmış her yerde üsleri, şirketleri askerleri, işbirlikçileri olan bir zamane imparatorluğudur. Orada resmi kurumlar kadar, özel ya da yarı özel düşünce  -think tank-  kuruluşları vardır. Bizde de gerçi son yıllarda bu tür kuruluşların sayısı artıyor.   Düşünce kuruluşları adeta hedef ülkelerin röntgenini çekerek, onları iyi etüd ederek hükümetlere rapor ederler.   Ama tabii batılı emperyalist devletler buna çok önceden başladılar. Zira onlar zayıf ülkeleri iç kavgalara, bölgesel savaşlara, düşmanlıklara sürükleyerek aradan sıyrılmayı hep başardılar. Fakat son yıllarda iletişim imkanlarının gelişmesi onların planlarının deşifre edilmesine katkı sunuyor.   Ne yazık ki geçmişte sürekli tuzaklara düştük. Yakın tarihimize bakınca bunu iç kutuplaşmada, darbelerde çok bariz görürüz. Sağcı-solcu, laik- anti laik, Alevi-Sünni, Türk-Kúrt vb.. Dışarıda ise  Libya, Suriye ve Irak'ta çok acı deneyimler edindik.   ABD'deki akıl verimli çalışıyor. Bir Libya, Irak, Suriye işgali birden fazla devleti etkiliyor. Adamlar bir taş ile ikiden fazla kuş vuruyor. Dikkat edin tüm harekatlarda müttefik(!)Türkiye büyük zarar gördü. Ben bunu sıcak bölgelere yakınlığı dolayısıyla Mersin'de kendim de yaşadım.   Mersin'e yaptığım yatırımlar ABD'nin bölgedeki planları nedeniyle boşa çıktı. Eğer ABD içimize ve bölgemize operasyonlar çekmese idi bambaşka bir Türkiye'de yaşıyor olacaktık. Resmen geleceğimizi, hayallerimizi çaldılar.   Medyaya yeni düşen haber hayli dikkat çekiciydi. Rus dışişleri sözcüsü Zaharova, "Almanya'nın ABD'nin tebaasına dönüşerek egemenliğini yitirdiğini ve en derin krize girdiğini" vurguladı. ABD şimdide Avrupa'da kuş avına çıktı. Ukrayna savaşı ile dağılma emareleri gösteren NATO'yu toparladı. Yeni üyeler kazandı. Avrupa'yı kendine yeniden muhtaç bıraktı. Rusya, Almanya, Ukrayna en büyük darbeleri yedi.   Almanya'da milliyetçi oylar yükseliyor. Kimi eyaletlerde AfD partisi lider konuma yükseldi. AfD taraftarları ABD'nin Rusya politikasına karşı duruyor. Almanlar da yavaş yavaş gözlerini açıyor. Zira büyük sıkıntıya soktu ABD onları.   Oysa her şeyin bir sonu var. ABD dünyanın en borçlu ülkesi. Bu krizden çıkmak ancak büyük bir savaşla mümkün. ABD tüm kartları masaya sürüyor artık. Hiçbir ülkeyi, İsrail İngiltere hariç dikkate almaz ABD. Bu iki ülke dışında herkesi ateşe verir. Gazze konusu o denli trajik ki bu konuya girmiyorum bile.    İşte Pasifik. Orada da  Tayvan, Japonya, G. Kore yeni kurbanlar. Silahlanıyorlar.. Devletler istemedikleri bir sonuca doğru sürükleniyor. Galiba bu borç yükü ile ABD tüm kuşları avlamak ve 2. Dünya Savaşı'ndan çıktığı muzaffer tavrıyla yeni dünya düzenini tekrar dikte etmek istiyor.  Fakat bu kez pabuç pahalı. Olası bir savaşta kendi de yok olma riskiyle karşı karşıya çünkü.