150 yıla dayanan genç bir kent ve çoğu liman kentine damgasını vuran kozmopolit yapısının da ağırlığıyla kadim şehirler gibi liman ve dış ticareti saymazsak henüz tam olarak bir kimliği de yok Mersin’ in…
Peki, Anadolu’ nun en azından son 150 yıldır gittikçe önem kazanan, öne çıkan dünyaya açılan kapısı bunca önemli işlevine rağmen dış ticarette hak ettiği yerde mi?
Gerilerden gelip, özellikle de Özal ile başlayan Anadolu kaplanlarının ihracat seferberliğinde Gaziantep gibi, Kayseri, Konya hatta Denizli gibi iller sanayi ağırlıklı ihracatla öne çıkarken, ihracattan aldığı pay itibariyle Mersin hiçbir zaman hak ettiği yeri alamadı…
Ülke sıralamasında; İSTANBUL, KOCAELİ, BURSA, İZMIR, ANKARA, GAZIANTEP, SAKARYA, MANISA, DENIZLI, KONYA ardından on birinci olabilen MERSİN, İzmir’ i dışarıda tutarsak dış ticaretle ilgisi olmayan ve ithalat/ihracatını bugüne kadar alt yapısı, yetişmiş kadrolarıyla Mersin üzerinden yapan kentlerin gerisine düşmüş gibi bir görüntü arz ediyor…
Üstelik yıllardır değişmeyen bir tablo bu:
Örneğin 2022’de MERSİN 2,6 milyar dolar tutarında ihracatla; İSTANBUL, KOCAELİ, BURSA, İZMİR, ANKARA, GAZİANTEP, MANİSA, SAKARYA, DENİZLİ, HATAY, KONYA, KAYSERİ, ADANA ardından 14. Sırada kendisine yer bulabilmişti..
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) in verileri yayınlamaya başladığı 2004’ ten beri Mersin’ in sıralamadaki yeri 13-14’ lük arasında gidip geliyor ama bir türlü üstüne çıkamıyor..
Bir yandan ihracatla anılan, üstelik liman avantajıyla çoğu kurum ve kuruluşun üretim yapmak için büyük gayret gösterdiği tesis anlamında faaliyet gösterdiği bir kent gerçeği var ama faaliyet gösterenlerin kayıtlı oldukları, vergilerini ödedikleri, bir başka ifadeyle aidiyet duydukları illeri var ama bacalarını tüttürmelerine, havasından suyundan toprağından yararlanmalarına karşı Mersinli değiller…
Bir başka ifadeyle faaliyetlerini Mersin’ de sürdürüyor, bu kentte üretiyorlar ancak tüm sosyo ekonomik gelişmişlik sıralaması da dahil pek çok kritere temel teşkil eden veriler o kayıtlı oldukları illerin hanesine yazılıyor…
Bu alanda en büyük avantajı da İstanbul değerlendiriyor…
Ülke ihracatının neredeyse yarısı kağıt üzerinde İstanbullu şirketlerce yapılmış görünüyor…
İyi de gerçek durum böyle mi?
Örneğin doğu sahillerini işgal eden Kromsan, Soda Sanayi, açtığı taş ocaklarıyla doğudan batıya çevremizi olumsuz yönde etkileyen Çimento Fabrikaları, Şişe Cam tesisleri, Karaduvar-Kazanlı gibi doğa cenneti bölgeleri işgal eden akaryakıt depolama alanlarına sahip tüm şirketler, hatta Organize
Sanayi sitelerinde baş tacı ettiğimiz pek çok tesis faaliyetlerini Mersin’ de yapıyorlar ancak başta İstanbul olmak üzere başka kentlerin Odalarına kayıtlılar, vergilerini de o illerde ödüyorlar…
Ticaret Bakanlığı nihayet ortaya çıkan çarpık tabloyu düzeltip gerçek durumun ne olduğunu göstermeye karar vermiş olmalı ki, ilk kez 2022-23 ihracat verilerini TİM’ den ve TÜİK’ ten farklı olarak firmaların kayıtlı oldukları illere göre değil, faaliyet gösterdikleri illere göre derleyerek yayınladı…
Ve ortaya çıktı ki, 2022 yılında kayıtlı firmalara göre 2 milyar 985 milyon, 2023’ te 3,2 milyar dolar ihracat yapmış görünen ve bu rakamlarla 2022’de 14. Sırada yer alan Mersin il sınırları içinde faaliyet gösteren firmalar itibariyle 2022’ de 8,4 milyar dolar toplam ihracata erişiyor…
2023’ te ise faaliyet gösteren iller ihracat sıralamasında yüzde 15 lik artışla ihracatını 8,4 milyar dolardan 9 milyar 758 milyon dolara çıkarıyor…
Artış oranı ülkenin ihracat artışının üzerinde ve tüm illeri geçerek bir rekora işaret ediyor…
İstanbul için kötü, Mersin’ in makus talihini yenmesi adına olumlu bir gelişme bu…
Adrese göre firmalar sıralamasında 2022’de 124,7 milyar dolarlık ihracat yapıyor görünen İstanbul’ un, faaliyet gösteren firmalar dikkate alındığında 2022’ de 55 milyar, 2023’ te 59 milyar dolarlık ihracat yaptığı görülüyor…
İstanbul, Mersin karşılaştırmasını şöyle okumak ta mümkün:
Adrese dayalı firmalara göre İstanbul’ un 125 milyar dolar tutan ihracatına karşı 3 milyar dolarda kalan bir başka ifadeyle Mersin…
İstanbul bu tabloyla ihracatta Mersin’ in 41 katına ulaşmış…
Oysa firmaların faaliyet gösterdikleri iller göz önüne alındığında 10 milyar dolara yaklaşan Mersin ve 60 milyar dolarlık İstanbul…
41 kat 6 kata geriliyor…
Merkezi idarenin her türlü desteği sağladığı veya köstek olduğu, bir başka ifadeyle avantaj, dezavantajı belirlediği bugünkü koşullarda elbette Mersin yerel yönetimleri veya dinamiklerinin faaliyet gösterecek şirketleri adresinizi de Mersin’ e taşıyın koşulunu öne sürmesi hatta ricada bulunması düşünülmez bile…
Ama yine de; havamızdan, suyumuzdan, toprağımızdan, kısaca doğamızdan yararlananların bu kentte kayıtlı olmalarını istememiz çok mu diye düşünmeden edemiyor insan…