İYİ PARTİ'Lİ KOCAMAZ: “PARAYI VERENE KONUT SATAR, VATANDAŞLIK VERİRİM” ANLAYIŞI DOĞRU BİR ANLAYIŞ DEĞİLDİR”
İYİ PARTİ'Lİ KOCAMAZ: “PARAYI VERENE KONUT SATAR, VATANDAŞLIK VERİRİM” ANLAYIŞI DOĞRU BİR ANLAYIŞ DEĞİLDİR”
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, TBMM bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Vatandaşlık ve yabancılara satılan gayrimenkul satışları nedeniyle yaşanan sorunlara dikkat çekti. Depremzedelerin sorunlarına da vurgu yapan Kocamaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasını hatırlatarak, depremzedelere verilen sözlerinde tutulmadığına ifade etti.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, TBMM bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Vatandaşlık ve yabancılara satılan gayrimenkul satışları nedeniyle yaşanan sorunlara dikkat çekti. Depremzedelerin sorunlarına da vurgu yapan Kocamaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasını hatırlatarak, depremzedelere verilen sözlerinde tutulmadığına ifade etti.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkan Vekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Genel Kurulu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı kurumların 2024 yılı bütçeleri görüşüldü.
“ HER İKİ GENEL MÜDÜRLÜK BÜTÇESİNDE DE YETERLİ KAYNAK AYRILMAMIŞTIR”
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Çevre Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldı.
Kocamaz, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi üzerine yaptığı konuşmada önemli eleştirilerde bulundu. Kocamaz,her iki genel müdürlüğün bütçelerine yüksek oranda artış yapılmış gibi görünse de aslında yapılan artışların yetersiz durumda olduğuna dikkat çekti. Kocamaz yeni yatırım ve devam eden yatırımlar için her iki genel müdürlük bütçesinde de yeterli kaynak ayrılmadığını belirtti.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ülke açısından önemli ve stratejik bir konuma sahip olduğunu ifade eden Kocamaz,”Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz bugün çevre, tarım, ulaşım, enerji, savunma ve şehircilik hizmetleri alanında meteorolojik veri taleplerini karşılamakta. Genel müdürlük, açıklamış olduğu hava durumu raporlarıyla can ve mal güvenliğinin yanı sıra ulusal hava kalite izleme konusundaki çalışmaları ile insan sağlığını da yakından ilgilendirmektedir”dedi.
“PARAYI VERENE KONUT SATAR, VATANDAŞLIK VERİRİM ANLAYIŞI DOĞRU BİR ANLAYIŞ DEĞİLDİR”
176 yıllık bir kuruluş olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nü tamamen “Milli bir kuruluş olarak” gördüklerini söyleyen Kocamaz, ”Bugün ülkenin tapusu adeta Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün elindedir. Bu nedenle, burada izlenecek politika tamamen ulusal olmalı, kişiye ve kuruma göre değişiklik göstermemelidir. Bu kapsamda, “Parayı verene konut satar, vatandaşlık veririm” anlayışı doğru bir anlayış değildir” vurgusunu yaptı.
“MEMLEKETİ, ‘PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR’ MANTIĞIYLA PARSEL PARSEL SATMANIZ DEVLET CİDDİYETİYLE BAĞDAŞMIYOR”
Konuşmasına Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun ile Yemen eski Savunma Bakanı’nın oğlunun karıştığı kazaları hatırlatarak devam eden Kocamaz, “Ecdadımızın kanıyla ve canıyla bizlere vatan yapmış olduğu bu memleketi, “Parayı veren düdüğü çalar” mantığıyla parsel parsel satmanız devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor” dedi.
Kocamaz,“Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Türkiye’de karıştığı kazada motosikletli kuryeye arkadan çarparak ölümüne neden oluyor ve elini kolunu sallayarak ülkesine dönebiliyor. Bizler hepimiz sonradan öğreniyoruz ki bu kişi Türk vatandaşlığı da almış.Yemen eski Savunma Bakanı’nın oğlu Beyoğlu’nda 71 yaşındaki bir kadına çarparak ağır bir şekilde yaralanmasına sebep oluyor ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor. Bu da bizim vatandaşımız olmuş. Yine bir başka olayda Filipinler’de yakalanan kara paracı ve Hindistan’da gübre yolsuzluğu davasından yargılanan Hintli dolandırıcı da Türk vatandaşlığı almış. Neyin karşılığı olarak? Muhtemelen 400 bin dolarlık konutun karşılığı olarak” dedi.
“YABANCILARA SATILAN GAYRİMENKUL SATIŞLARI ‘ULUSAL’ BİR SORUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Türkiye için Suriyeli sığınmacılar konusunun ”Beka” sorununa dönüştüğünü söyleyen İYİ Parti Mersin MilletvekiliKocamaz, yabancılara satılan gayrimenkul satışlarının da bugün “Ulusal” bir soruna dönüştüğünü ifade etti.
Kocamaz, “ Ekonomideki kötü gidişat konut fiyatlarını uçurmuş, 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı en ucuz semtlerde bile 5-6 milyon TL’ye yükselmiştir. Bu durum karşısında vatandaşların bırakın başlarını sokacak bir ev almayı kiralarını bile ödeyecek hali kalmamıştır. Yüksek enflasyon ve TL’de ortaya çıkan değer kaybı en çok yabancı yatırımcıya yaramış, Türk vatandaşlarının alamadıkları konutları yabancılar almaya başlamıştır. Yabancıların kimisi vatandaşlık, kimisi de yatırım amaçlı Türkiye’den gayrimenkul alırken, Türk vatandaşlarına ancak bu durumu seyretmek kalmıştır”dedi.
“KONUT SATIŞINA MUTLAKA BİR KRİTER VE KISITLAMA GETİRMELİDİR”
Türk vatandaşlığı alabilmek için daha önce 1 milyon dolar olan gayrimenkul şartının, önce 250 bin dolara düşürüldüğünü, ardından gelen tepkiler üzerine 400 bin dolara çıkarıldığını belirten Kocamaz, yabancılara en fazla konutun İstanbul, Antalya, Muğla ve Mersin’de satıldığını söyledi.
Kocamaz, Türkiye’de bugüne kadar toplam kaç kişiye ne kadar gayrimenkul satıldığını bununla ilgili gerçek rakamın ne olduğunun da maalesef bilinemediğini ya da özellikle açıklanmadığına dikkat çekti.
Yabancılara yapılan konut satışlarının ülkede konut fiyatlarının ve kiraların yükselmesine sebep olduğunu söyleyen Kocamaz, “Bu nedenle, hükümet ulusal çıkarlarımızı ve beka sorununu gözeterek yapancılara konut satışına mutlaka bir kriter ve kısıtlama getirmelidir” dedi.
“SEÇİM ÖNCESİ DEPREMZEDELERE VERİLEN SÖZLER NE YAZIK Kİ DE TUTULMAMIŞTIR”
Konuşmasında depremzedelerin sorunlarına da dikkat çekenKocamaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasını hatırlatarak depremzedelere verilen sözlerinde tutulmadığına vurgu yaptı.
Kocamaz, “Sayın Cumhurbaşkanı ‘en zoru geride kaldı’ diyor. Bize göre ve depremzedelere göre en zoru asıl şimdi başlıyor. Kış kapıya dayandı. Depremzede vatandaşlarımız hala çadırlarda ve konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı 15 Mart 2023 tarihinde yapmış olduğu bir başka açıklamada,‘Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin konut, toplamda 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz’ demişti. Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koymuş olduğu hedefe yaklaşık 1,5 aylık bir süre kalmış olmasına rağmen, o açıklanan konutlar hala ortalıkta gözükmemektedir. Bu konuda depremzedelere verilen sözlerde ne yazık ki tutulmamıştır” dedi.
“KONUTLARIN, İKTİDAR TARAFINDAN DEPREMZEDELERE ÜCRETSİZ DAĞITILMASI MÜMKÜN OLABİLECEK MİDİR?”
Genel Kurul Kürsüsünden yaptığı konuşmada Deprem Bölgesinde geçici barınma konusunda büyük sorunlar yaşandığını söyleyen Kocamaz, hükümete eleştirilerde bulunarak “Kızılay’ın çadırları ücretsiz dağıtmak yerine, para ile satmayı tercih ettiği bir dönemde yapılan konutların, iktidar tarafından depremzedelere ücretsiz dağıtılması mümkün olabilecek midir?” diye sordu.
Kocamaz, “Sayın Bakan kabineye Genel Seçimlerden sonra katıldı. Sayın Bakana buradan hatırlatmak istiyorum. Bugün itibariyle 200 bin civarında konut inşaatının devam ettiği anlaşılmaktadır. Sayın Bakan her ay 10 bin, 20 bin konutu yaptıkça hak sahiplerine teslim edeceklerini açıkladı.11 ilimizi kapsayan 6 Şubat depreminde 580 bin daire yıkıldı ya da ağır hasarlı oturulamaz durumda. Bir yılda teslim edilmesi için söz verilen konut sayısı 319 bin. Buna karşılık inşaatı devam eden konut sayısı 200 bin. Oysaki bırakın televizyon kanallarında yapılan kampanyaları, dünyanın her yerinden depremzedelere yardım yapıldı. Olmadı, ek vergiler konularak vatandaşlarımızdanikinci kez Motorlu Taşıtlar Vergisi alındı. Buna rağmen, depremin üzerinden tam 10 ay geçti.Ortada nekonutvarne de bir tapu. Sonuç olarak, seçim öncesi sözler verildi, oylar alındı, deprem bölgesinde birinci parti olundu. Bugün gelinen noktada vatandaş hala çile çekmeye devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı topa hiç girmedi. Bunun üzerine Sayın Bakan, bu kez depremzedelere 2024 Aralık sözü verdi. ‘En geç bir yıl içinde teslim edeceğiz hiç kimsenin şüphesi olmasın’ dedi. Sayın Bakan’a haksızlık etmeyelim. Sayın Bakan her alanda bir enkaz devraldı. Daha önceki Sayın Bakan arkasında 11 ilde binlerce evsiz, barksız, hatta konteynersiz depremzede bıraktı. Birçok ilde de bir o kadar TOKİ mağduru bıraktı, gitti” dedi.
“İKTİDARIN EN BÜYÜK YANLIŞLARINDAN BİRİSİ DE İMAR BARIŞI UYGULAMASI”
İktidarın en büyük yanlışlarından birisi de imar barışı uygulaması olduğunu söyleyen Kocamaz,imara aykırı, kaçak, ruhsatsız ve sağlıksız yapıların yasayla kayıt altına alındığını ve Yapı Kayıt Belgesi verildiğini dile getirdi.
Kocamaz, “İmar barışı kapsamında 3 milyon 599 bin 867 adet yapıya Yapı Kayıt Belgesi verilerek, toplamda 23 milyar 523 milyon 609 bin TL gelir elde edilmiştir. Sadece Mersin’de 83 bin yapıya Yapı Kayıt Belgesi verilmiştir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapıların hiç birisi incelenip, denetlenmemiştir. Depreme dayanıklı olup olmadıklarına dahi bakılmamıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı belediyeleri sürecin hiçbir aşamasına dahil etmemiş, ayakta durmakta bile zorlanan yapılara hiç görmeden, beyana dayalı olarak Yapı Kayıt Belgesi vermiştir” dedi.
“DEPREMDE, İLK YIKILAN YAPILAR İMAR BARIŞI KAPSAMINDA YAPI KAYIT BELGESİ VERİLEN ÇÜRÜK BİNALAR OLMUŞTUR”
İmar Barışının yanlış bir karar olduğuna vurgu yapan Kocamaz, 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde açık bir şekilde ortaya çıktığını söyledi.
Kocamaz, “Halbuki imar görev ve yetkileri kapsamında yapılara ilişkin bilgi ve belgeler belediyelerin kayıtları arasında yer almaktadır. Bu durum, imar barışında haksızca göz ardı edilmiştir.İmar barışının ne denli yanlış bir karar olduğu 11 ilimizi etkileyen ve resmi kayıtlara göre 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan 6 Şubat depreminde de açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Depremde, ilk yıkılan yapılar İmar barışı kapsamında Yapı Kayıt Belgesi verilen çürük binalar olmuştur” dedi.
“HAVA KİRLİLİĞİ RAPORLARI HAVA DURUMU RAPORLARI GİBİ GÜNLÜK VE ANLIK OLARAK AÇIK BİR ŞEKİLDE KAMUOYU İLE PAYLAŞILMALIDIR”
Konuşmasının sonunda Hava kirliliğinin de en az çevre kirliliği kadar ülkenin en önemli sorunlarından birisi haline geldiğine dikkat çeken İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz,Türkiye’de, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre havası temiz şehir bulunmadığını da belirttiğini dile getirdi.
Kocamaz, ”Hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme, ülkemizde sayıları her geçen gün hızla artan çimento fabrikaları ile bunun yanında fosil yakıt kullanan termik santraller çevreyi ve havayı kirletmektedir.Temiz Hava Platformu yayınlamış olduğu raporda, hava kirliliğine dikkat çekerek, Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü standartlarında bir hava kirliliği ölçümünün yapılmadığını ve yapılan ölçümlerin desürekli ve kapsamlı olmadığı açıklamıştır.Dünyada ve Türkiye’de hava kirliğine bağlı ölümler hızla artmakta, her yıl dünyada 7 milyon insanın erken ölümüne sebep olan hava kirliliği, günümüzde en önemli çevresel sağlık sorunu olarak değerlendirilmektedir.Ayrıca dünyada her gün 300 milyon çocuk da kabul edilebilir seviyeden 6 kat fazla hava kirliliğine maruz kalmaktadır.Bu nedenle, hava kirliliği raporlarının da hava durumu raporları kadar çok önemli olduğunu düşünüyoruz.Dünya Sağlık Örgütü standartlarında ölçümler yapılarak özellikle sanayi, çimento fabrikası ve termik santrallerin bulunduğu yerlerde hava kirliliği raporları tıpkı hava durumu raporları gibi günlük ve anlık olarak açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.