TAŞ OCAĞI YAPILMASI HAMZABEYLİ MAHALLESİ’NDE ÇEVRE SORUNLARINA KARŞI “YERYÜZÜ SOFRASI” KURULDU
5-11 Haziran Çevre Haftası kapsamında; Toroslar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, Çevre Mühendisleri Odası, Mersin Barosu ve TEMA Vakfı işbirliğiyle yapılan etkinlikte Başkan Yıldız, daha temiz ve sağlıklı çevre için el ele hareket edeceklerini söyledi.
Hamzabeyli Mahallesi’nde özel bir şirket tarafından yapılması planlanan Taş Ocağını protesto etmek için bir araya gelinen etkinliğe, mahalle sakinleri de yoğun ilgi gösterdi.
Katılımcıların evlerinden getirdiği yiyecek ve içeceklerle gerçekleşen yeryüzü sofrasında dayanışmanın en güzel örneği gösterildi. Köylüler de sıkma börek yaparak, ikramda bulundu.
Başkan Yıldız, etkinliğe eşi Feride Yıldız ve kızı Ilgın ile birlikte katıldı. Katılımcılarla tek tek sohbet eden Başkan Yıldız, bu dayanışma etkinliğine katkı sunan kurumlara ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
“MAHALLEMİZDE TAŞ OCAĞI İSTEMİYORUZ”
Etkinliğe katılan mahalle sakinleri, mahallelerinde taş ocağı istemediklerini belirterek; “Köyümüzün güzelliklerini gelip görsünler. Evlerimiz, bahçelerimiz her şeyimiz var. Burada ağırlıklı olarak nar ve narenciye üretiliyor. Taş ocağının yapılacağı yerde yabani hayvanlar yaşıyor. Çam ormanlarımız var. Bunların hepsi yok olacak. Doğanın güzelliğini bozmasınlar. Belediye Başkanımız Abdurrahman Yıldız’dan Allah razı olsun. Bu konuda çok duyarlı ve destek veriyor. Köy halkı olarak kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.
“EBEDİ DOSTUMUZ DOĞA İÇİN EL ELE VERDİLER”
Programın açılış konuşmasını Mahalle Muhtarı Sencer Erdoğan Yaptı. Muhtar Erdoğan, Başkan Yıldız’a desteklerinden dolayı teşekkür ederek, bu etkinliğin geleneksel hale gelmesini temenni etti.
Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz da Çevre Haftası’nda, Hamzabeyli Mahallesi’nde köylüleri yalnız bırakmayarak programa katılan tüm çevre gönüllülerine teşekkür etti.
TEMA Vakfı Toroslar İlçe Temsilcisi Durmuş Peker, çevreyi korumak için bir araya gelmenin önemine vurgu yaparak; “Ne güzel bir etkinlik yaptınız. Belediye Başkanımızı, Baro Başkanımızı, Çevre Mühendisleri Odamızı, muhtarlarımızı ve çevre gönüllülerini kutlarım” diye konuştu.
Daha sonra konuşan Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can ise Hamzabeyli Mahallesi’nde gerçekleştirilmek istenen taş ocağı yatırımının ÇED sürecinin tamamlanmak üzere olduğuna dikkat çekerek; “Bu konuyla ilgili görüşlerin alındığı ve ÇED süreci tamamlandıktan sonra hukuk sürecinin işleyici bir süreç ile karşı karşıyayız. Dağımızı, toprağımızı, korumak için dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Gelecek nesillere temiz, yaşanabilir, sağlıklı bir çevre bırakmak için herkesi göreve davet ediyoruz. Kamuoyunun oluşması, bu sorunların ortadan kalkması için bu oldukça önemli. Hamzabeyli sakinlerinin ve çevre köylerin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir de Mersin ve Türkiye’nin her bölgesinde özellikle taş ocakları, maden ocakları, termik ve nükleer santraller olmak üzere doğayı tahrip eden her türlü projenin karşısında olduklarını, yasal olarak her türlü çalışmayı yürüttüklerini söyledi.
Bu çalışmalarda Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonunun aktif bir görev aldığını belirten Baro Başkanı Özdemir; “Özellikle çevreye duyarlı bir toplum yaratmak adına bu organizasyona destek veren ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı Avukat Derya Demir de şunları söyledi; “Hamzabeyli gibi bu kadar yeşil bir yerde taş ocağının açılmasına izin vermeyeceğiz. Sizlerle birlikte bu mücadeleyi düzenleyeceğimizin sözünü vermeye geldik.”
“YAŞAM VE ÜRETİM ALANLARI İLE TAŞ OCAKLARININ BULUNDUĞU ALANLAR ARASINA MESAFE KOYMAK ZORUNDAYIZ”
Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız da insanların el birliğiyle yaşamış olduğu doğayı ve dünyayı yok ettiğini vurgulayarak; “Doğayı, çevreyi, kendimizi ve insanlığı yok ediyoruz. Mersin’de uzun zamandır bu taş ocakları meselesi tartışılır. Nerede bir su kaynağı varsa, verimli arazi varsa, nerede bir yerleşim alanı varsa oraya bir taş ocağı yapmak için deli divane olmuş durumdalar. 3 sene önce bir milletvekili arkadaşıma iletmiştim. O da bir soru önergesi ile dönemin bakanına sormuştu. Mersin’de ruhsatlandırılmış 38 tane taş ocağı olduğunu söylemişti bana. Aslında bir kent için çok fazla. Bu kadar taş ocağına ihtiyacımız yok. Tabi ki taş ocağından çıkacak taşları da kullandığımız alanlar var. Asfalt çalışması gibi. Ama bunları yaparken mutlaka bir dengeyi tutturmak zorundayız. Yaşam ve üretim alanları ile bu taş ocaklarının bulunduğu alanlar arasına mesafe koymak zorundayız. Hamzabeyli’de yapılacak taş ocağı, köydeki en son eve 90 metre uzaklıkta. Yani burada yaşayan insanların evlerinin göbeğine taş ocağı kurmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
“GÜNÜMÜZDE EKMEK ALMAK BİLE ARTIK LÜKS OLDU”
Dünyanın hızla bir gıda krizine doğru gittiğini kaydeden Başkan Yıldız; “Açlığa doğru sürükleniyoruz. Buradakilerin çoğu köylerde büyümüş insanlar. 50’li yaşları yaşayanların çocukluğunda süt, peynir, zeytin almak para gerektiren bir şey değildi. Kentte yaşayanların da kolayca ulaşabildiği bir gıdaydı. Ama günümüzde çocuklarımız için neredeyse lüks oldu. Nerden biliyoruz? Her gün on binlerce insan Büyükşehir Belediyesinin ekmek büfesinin önünde ekmek almak için kuyruğa giriyor. Ekmek almak bile lüks. Çünkü biz üretim alanlarımızın tamamını aslında yok ettik. Ya taş ocağından kaynaklı, ya imara açmaktan kaynaklı ya da başka felaketlerden kaynaklı her geçen gün üretim alanlarımızı biraz daha kaybediyoruz. Cebimizde paramız olsa da zeytine, peynire, buğdaya ve ekmeği ulaşamayan insanlar haline hızla gidiyoruz. İklim krizine de doğru gidiyoruz. Dünyada mevsimler yer değiştiriyor. Olumsuz hava koşulları her an bizim yaşamımızın bir tarafında var. Bu artık önlenmesi gereken bir şey durumuna geldi. Her birimizin kendi yaşamını tekrardan gözden geçirmesi gerekir diye düşünüyorum. Çok yoğun bir tüketim toplumu olmaktan çıkıp, her birimiz bir metrekare bile yerimiz varsa bir metrekare bile yerde üretmek için çaba sarf etmeliyiz. Bunu sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için değil, doğanın yeniden dengeye oturmasını sağlamak için yapmak durumundayız. Efrenk Deresi, benim de doğup büyüdüğüm köyün dibinden geçen bir dere. Bu derede biz çocukken balık tutardık. Şimdi bu derenin içerisinde ayakkabımızı ıslatacak su kalmadı. Doğanın dengesinin insan eliyle bozulmasından kaynaklı olduğunun herkesin bilmesinde fayda var. Çevre Haftası kapsamında Hamzabeyli Mahallemizde düzenlediğimiz bu dayanışma etkinliğine katılan ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Başkan Yıldız, tüm katılımcılarla birlikte Hamzabeyli Mahallesi’nin eşsiz güzellikleri içinde hatıra fotoğrafı çektirdi.