TRAFİK KAZASI TAZMİNAT HESAPLAMA YÖNTEMİ VATANDAŞ LEHİNE DEĞİŞTİ
Evet defalarca değiştirdiler, yine değişti muhtemelen yine değişecek.
Trafik kazalarından sonra yapılan tazmat hesaplaması ile ilgili olarak yaptığı çalışmalarla tanınan İstanbul Barosu Avukatlarından Avukat Armağan Dinlenç konu üzerinde yapılan değişiklikleri ve uygulamaları anlatıyor.
NE OLDU
Reklama gelince kötü günlerde hep yanımızda olduğunu söyleyen ama yıllardır elindeki genel şartlarla sürekli oynayan, kanun değiştirten, içtihatları hiçe sayıp vatandaşın hakkını ödemeyen sigorta şirketlerinin son numarası, kim bilir kaçıncı defa mevzuat değiştirmek olmuştu. En son bunu, genel şartlarda değişiklik yerine kanunla yapmıştı / yaptırmıştı.
Trafik kazalarında ölüm ve yaralanma ve araç değer kaybı tazminatlarının hesaplanma yöntemini vatandaş aleyhine değiştiren bu yasa, nihayet Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Yine bir yolunu bulup mevzuatı değiştirirler mi? Yıllardır bu davalara bakan bir avukat olarak aksini pek düşünemiyorum.
Değer kaybı tazminatı, destekten yoksun kalma tazminatı ve sürekli sakatlık tazminatları hesaplanırken kullanılacak kriterler, ayrıca değer kaybı hesaplama kriteri de Anayasa Mahkemesi’ nin AYM, E.2021/82, K.2022/167, 29/12/2022 kararı ile kaldırıldı, iptal edildi. Bu kriterler vatandaş aleyhineydi. Yetmiyormuş gibi kanun koyucu olmayan SEDDK’ ya da ( Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ) tazminat hesaplamaları ile ilgili düzenleme yapma yetkisi veriyordu. Sigorta şirketleri de buraya gidip lobi, faaliyeti yapıp ikide bir genel şartlarda kendi lehlerine düzenlemeler yaptırıyorlardı.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinde yer alan, hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı taleplerinin karşılanmayacağını maddesinin iptali talebi ise kabul edilmedi.
KANUNUN ESKİ HALİ
Karayolları Trafik Kanunu
Maddi ve manevi tazminat:
Madde 90 – (Değişik: 14/4/2016-6704/3 mad.)
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda[3] (.....)[1] öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 mad.) Bu tazminatlardan;
a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,
b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda[3] (.....)[2] düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
(Ek fıkra:9/6/2021-7327/18 mad.) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.
KANUNUN YENİ HALİ
Maddi ve manevi tazminat:
Madde 90 – (Değişik: 14/4/2016-6704/3 mad.)
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda[3] (.....)[1] öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda[3] (.....)[2] düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
(Ek fıkra:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.)
[1] Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve E.: 2019/40, K.: 2020/40 sayılı Kararı ile, bu maddenin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
[2] Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve E.: 2019/40, K.: 2020/40 sayılı Kararı ile, bu maddenin ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
[3] 9/6/2021 tarihli ve 7327 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Kanun” ibaresi “Kanunda” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Maddenin sadeleştirilmiş temiz metni şöyledir:
Maddi ve manevi tazminat:
Madde 90 – (Değişik: 14/4/2016-6704/3 mad.)
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
ŞİMDİ NE OLACAK
Mahkemelerce verilen kararları artık vatandaşın lehine olacak. Tazminat miktarları, iptal kararı öncesi önemli ölçüde azaltılmıştı ama artık ( yeni bir değişiklik olmazsa ) trafik kazasında yaralanmış, trafik kazasında ölmüş kişi yakınları ve aracı trafik kazasında hasar almış kişilerin değer kaybı tazminatları daha yüksek olacaktır. Teknik faizi uygulaması, % 2 iskonto uygulaması ( ki bu totalde çok yüksek bir tenzile sebep olmaktadır ) kaldırılmıştır. Yargıtay içtihatları neyse o şekilde tazminatlar hesaplanacaktır. Şimdi Yargıtay’ ın uygulaması TRH tablosu, progresif rant sistemi, kaza tarihindeki maluliyet hesap yöntemi şeklindedir. Bu hesaplamalar Yargıtay’ a kalmış bir iştir. Yargıtay her an bu kriterleri, Sigorta şirketleri lehine değiştire de bilir. Araç değer kayıpları da gerçek piyasa verilerine göre hesaplanabilecektir. Yani aracınız o kaza nedeni ile piyasa da ne kadar değer kaybediyorsa o miktar piyasadan yapılacak araştırma ile tespit edilecek. İşin bu kısmında sigorta şirketlerine hak veriyorum. Soyut veriler üzerinden değer kaybı hesabı yapılması, aktüerya üzerine temellendirilmiş sigorta mantığı ile bağdaşmamakta ve sigorta sistemine çok zarar vermektedir.
Yasa ne olursa olsun, çoğu zaman sigortaların kafalarına göre lobi yapıp değiştirttiği " genel şartlar " ne derse desin, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da hakkını bilmeyen, arayamayan vatandaşlara ve konuya hakim olmayan avukatlara tazminat ödememeye ya da üç kuruş tazminat vermeye devam edecekler. "Koskoca sigorta şirketi, ne verdiyse doğrudur " mantığı ile ödemenin çok az olduğunu fark edemeyen vatandaşın hakkı, sigorta şirketine kalmaya devam edecek. Hemen bazı profesörler, akademisyenler, sigorta şirketleri lehine düzenli yazı yazan ve program yapan bazı programcılar, yazarlar gazeteciler vs. sigorta şirketlerine taziye yazıları yazacaklar. Primler artacak deyip vatandaşa sopa gösterecekler.
Panellerde, kongrelerde, toplantılarda " biz geçen yıl şu kadar tazminat ödemişiz " falan deyip bol sıfırlı rakamlarla göz boyamaya çalışırlar ama vermedikleri tazminatın ispatı, mahkemelerden aleyhlerine çıkan binlerce kararla ispatlıdır. ( 08.03.2023 )
TRAFİK KANUNU’ NUN 90. MADDESİNİ DEĞİŞTİREN ANAYASA MAHKEMESİ’ NİN GEREKÇESİ NEYDİ
Gerekçenin özeti şudur:
Kuralın belirlenmesine ilişkin esasları öngördüğü bir diğer tazminat türü destekten yoksun kalma tazminatıdır. Bu itibarla kural, destekten yoksun kalma tazminatının ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanacağını hükme bağlamıştır. Destekten yoksun kalma tazminatı, kişinin haksız fiil sebebiyle ölmesi hâlinde ölen kişinin maddi desteğinden mahrum kalan hak sahiplerinin bu mahrumiyet sebebiyle talep edebileceği tazminat türüdür. Kuralda yer alan “…ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu…” ibaresinin tazminat hesabına esas oluşturan zarar süresinin belirlenmesini sağlayan bakiye ömrün ve hesap değerlerinin tespiti amacıyla hazırlanan tabloları ifade ettiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle kural, ülkenin güncel demografik yapısını esas alan ulusal doğum ve ölüm istatistiklerine dayanılarak hazırlanan hayat tabloları kullanılarak bakiye ömrün ve aktüerya hesap değerlerinin belirlenmesini öngörmektedir.
Kurala göre zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hesaplama yapılmasının ise desteğin geleceğe yönelik yıllık gelirleri dikkate alınarak hesaplanacak tazminatın peşin olarak ödenmesi sebebiyle indirim yapılmasını ve bu indirim oranına ilişkin üst sınırı ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Kuralda yer verilen hayat anüiteleri kavramı ise desteğin yıllara göre irat olarak elde edeceği gelirlerin peşin olarak toplu ödenmesi hâlinde ödenecek tazminatın desteğin ve destekten yoksun kalanların yaşı, cinsiyeti ve yıllara göre yaşam olasılıkları dikkate alınarak hesaplanmasına ilişkin formülleri ifade etmektedir. Hayat anüitelerinin işlevi desteğin yaşı gözönünde bulundurularak belirlenen muhtemel yaşam süresi kapsamında elde edilmesi muhtemel gelirin ve desteğin muhtemel yaşam süresi içinde destekten yoksun kalanlara destek sağlayacağı sürenin gözetilmesi suretiyle yıllık yaşam olasılıklarına ve iskonto oranlarına göre tazminatın hesaplanmasını sağlamaktır. Bu itibarla, kural destekten yoksun kalma tazminatının genel kabul görmüş aktüerya kurallarına, başka bir ifadeyle sigorta risklerine ve aktüerya bilimine dayanan hesaplama yöntemlerine uygun hesaplanmasını öngörmektedir.
Öte yandan kural, kişinin trafik kazasında beden gücü kaybına uğraması hâlinde zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki sürekli sakatlık tazminatının hesaplanmasına ilişkin esasları da düzenlemektedir. Bu itibarla kuralla sürekli sakatlık tazminatının ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat ünüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.
Sürekli sakatlık tazminatı, haksız fiil sebebiyle beden gücü kaybına uğrayan kişinin bu beden gücü kaybı sebebiyle hayatı boyunca harcayacağı fazladan efor sebebiyle talep edebileceği tazminat türüdür. Sürekli sakatlık oranı ise kişinin uğradığı beden gücü kaybını belirleyen orandır.
Anılan maddenin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde ise söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun’da düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu itibarla kanun koyucunun motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zarardan dolayı işletenin hukuki sorumluluğu kapsamındaki tazminat borcunun, haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığını gözettiği anlaşılmaktadır.
Maddenin ilk hâlinde “Maddî tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevî tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmek suretiyle zorunlu mali sorumluluk kapsamında sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminatların kapsamının hâlihazırdaki 6098 sayılı Kanun’a göre belirleneceği hükme bağlanmıştı. Bu itibarla anılan madde metninin yürürlükte olduğu dönemde, motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle zarar meydana gelmesi hâlinde motorlu taşıtı işletenin, sürücünün, olası diğer sorumluların ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesi gereğince bu zarardan dolayı sorumlu olan sigorta şirketinin tamamının tazminat borçlarının kapsamı hâlihazırdaki 6098 sayılı Kanun’un haksız fiilden doğan sorumluluğu düzenleyen hükümlerine göre belirlenmekteydi.
Motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin değer kaybı, destekten yoksun kalma ve/veya sürekli sakatlık zararına uğraması hâlinde işletenin ve kazadan dolayı olası sorumlu diğer kişilerin tazminat borçlarının kapsamı 6098 sayılı Kanun’a göre belirlenmektedir. Uğranılan zararın gerçek tutarının ne olduğu anılan Kanun kapsamında açılan davalara ilişkin yargı kararlarıyla şekillenmiştir. İşletenin tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sözleşme yapılmış olan sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamı ise dava konusu kurallara göre belirlenmektedir. Başka bir ifadeyle haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından doğan söz konusu zararların tazmininden dolayı sorumlu olan kişilerin tazminat sorumluluklarının hesaplanması farklı kurallara tabi kılınmaktadır. Bu da zarar görenin gerçek zararının karşılanamaması riskini ortaya çıkarmaktadır.
Bu çerçevede işleten ve olası diğer sorumluların 6098 sayılı Kanun’a göre hesaplanan tazminat borçlarının kapsamı ile sigorta şirketinin dava konusu kurallara göre hesaplanan tazminat borcunun kapsamı farklılaşabilecektir.
6098 sayılı Kanun’a göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarının dava konusu kurallara göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarından yüksek bir miktara tekabül etmesi hâlinde üçüncü kişinin zararının, bu zararı teminat altına alması için öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında karşılanamaması söz konusu olabilecektir. Bu durumun zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı ve karayolu zorunlu trafik sigortasının öngörülmesinin temelinde yatan mağdurun gerçek zararının karşılanması amacıyla bağdaşmayacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 5., 17. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.