EKMEN: KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI HAKKINDAKİ İDDİALAR YOK SAYILAMAZ
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda yaşanan yolsuzluk ve rant iddialarının araştırılmasını ve sorumluların hesap vermesini talep eden Ekmen, “AK Parti, kültürel mirası koruma konusunda 22 yıldır başarısız olmuş, halkın güvenini kaybetmiştir. Bu işlerin hesabı artık verilmelidir” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un göreve geldiği süreçten günümüze kadarki çalışmaları hakkında Meclis’in denetim mekanizmalarının işletilmesine fırsat verilmediğini dile getiren Ekmen, iktidar partisi milletvekillerine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) seslendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sıkı bir muhasebesine ihtiyaç var
Ekmen, “Kültür ve Turizm Bakanlığı, hep turizm ve turizmdeki rant iddialarıyla gündeme geliyor olsa da Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı, en yetenekli, en geniş imkânlara sahip bakanlığı olarak bugün deruhte edilmektedir. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TİKA, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı gibi birçok nitelikli kurumun bağlanmasına rağmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başına otel sahibi ve plaj turizmini pazarlamayı bilen, faaliyetleri de hep bu yönüyle tartışılan bir bakan konuldu. AK Parti'nin 22 yıl sonra kültürel iktidar, değerlere saygılı gençlik yetiştirme ve millî eğitimde başarısızlığı ortada iken, sıkı bir Kültür ve Turizm Bakanlığı muhasebesine ihtiyacı var” diyerek AK Parti’li milletvekillerine seslendi.
Kültür ve Turizm Bakanı, yedi yılda hangi politikayı ortaya koyabildi?
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kuruluşlara değinerek Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un nasıl hatırlanacağını anlatan Ekmen, “Sayın Bakan görevinde yedi yılı doldurmak üzere. Yedi yıl boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığı, AK Parti'nin iddia ettiği kültürel politikalarla iddialı ve uyumlu hangi sürdürülebilir politikayı ortaya koyabildi? Vakıflar ve vakıfların ihyası, vakıf mallarının amacına uygun kullanırlığı, gençliğin geleneksel kültürümüz ile ilişkili olması, ‘geleneksel sanatlar’ olarak ifade edebileceğimiz Türk sanatlarının yaşatılması ve bu alandaki sanatçıların tarihe miras kalacak işler ortaya koyması, yurt dışında çalınmış eserlerimizin iadesi ve birçok kültürel başlık açısından bu yedi yıl içerisinde aklımızda kalan hangi eser var? Sayın Bakanı neyle hatırlayacağız? Ayasofya'yı önce ‘Cami yaptık’ diye açıp daha sonra bir kısmını tekrar müzeye çevirmekten, müzeye çevirirken de Bakanlığa tek bir kuruş gelir aktarmadan kendi eniştesine ait bir şirket olan Dem Müzecilik aracılığıyla yılda 50 milyonluk bir rant aktarımıyla hatırlayacağız. Giriş ücreti 40 Euro olan, Efes'te açılmış olan yeni müzeyi kendi yakınlarına peşkeş çekmiş olmasıyla hatırlayacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı, Kültür ve Turizm Bakanı’na niçin tahammül ediyor?
Formula 1 yarışlarına değinen Ekmen, “Sayın Bakan’ı, Formula 1 pistinin ilgili ihalesinde sahte kefalet belgesinin düzenlenmiş ve kabul edilmiş olmasıyla hatırlayacağız. İBB'yi baypas ederek Formula 1 pisti üzerinde yeni bir arazi rantının oluşturulmasıyla bir rant ve peşkeş iddiasıyla hatırlayacağız. Singapur Ulaştırma Bakanı Formula 1 organizasyonunda usule aykırı bilet temin ettiği için istifa etmek zorunda kaldı. AK Parti'li arkadaşlar, size garip geliyor değil mi? Bir bakan, bir organizasyonda usule aykırı bilet temin ettiği için istifa ediyor ama burada sahte kefalet belgesiyle yapılmış ihalelere ilişkin bütün belgeler çarşaf çarşaf yayınlanıyorken Sayın Bakan ne istifasını ne de affını aklından geçirmediği gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da neyin hatırına kendisini tolere ettiğini ve bu görevde tutmaya devam ve ısrar ettiğini anlamakta biz de zorlanıyoruz” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı rant iddialarıyla gündemde
Etstur’un sektörü domine etmesi ve sahte belgelerle tüketiciyi yanıltma gibi ciddi sorunlara da değinen Ekmen, “Sayın Bakan’ı; Etstur'un turizm sektörünün tamamını domine etmek, baskı altına almak, Kartalkaya olayında olduğu gibi sahte belgelerle tüketiciyi yanıltmak ve turizme dair güven unsurunun çökmesinde oynadığı rolle, Kartalkaya yangınının sabahında özel antrenörüyle spor yapma keyfinden vazgeçmemesiyle hatırlayacağız. 2024 yılında Muğla'nın sadece Bodrum değil; Menteşe, Ula, Datça, Marmaris, Köyceğiz, Ortaca, Dalaman, Seydikemer ve Fethiye ilçelerini kapsayan bütünleşik kıyı planındaki rant iddialarıyla hatırlayacağız. Yanan orman arazilerinin yerine daha üç beş yıl geçmeden kondurulan beş yıldızlı ve 100 milyonlarca dolarlık rant iddialarıyla hatırlayacağız. TÜRSAB'la yaşamış olduğu, sektör üzerindeki rant ve sektörü şekillendirme tartışmalarıyla hafızalarımızda.”
Kültür ve Turizm Bakanı hakkındaki iddialar araştırılmıyor
Bakanlığın kültürel mirasa sahip çıkmaktan ziyade, sermaye odaklı projelere öncelik verdiğini savunan Ekmen, “Sayın Bakanı, Kartalkaya yangınında da sorumluluk sahibi olduğu tespit edilen kendi Genel Müdürü Neşe Çıldık'ı bakanlığa Genel Müdür yapmasıyla ve onun üzerinden yönettiği rant ilişkileriyle hatırlayacağız. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın feryatlarını dinlemeden İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi içerisindeki ranta dayalı işleriyle, Hasankeyf Ilısu Barajı'nın yapılması esnasında ortaya çıkan kültürel değerlerin âdeta yağmalanması ve Antalya'daki Phaselis Antik Kenti'ndeki tartışmalarla hatırlayacağız. Yunus Emre Kültür Vakfı’nın peşkeş çekilen 100 milyonlarca lirası ve Yunus Emre Vakfı Başkanı’nın Türkiye'yi elini kolunu sallayarak terk etmesine göz yummasıyla hatırlayacağız. Bir teftiş süreci işletiliyor, bu teftiş sürecinde her zaman olduğu gibi insanlar görevden uzaklaştırılıyor ancak yargı devreye alınmıyor ve teftiş süreci devam ettiriliyorken Şeref Ateş'in bu ülkeyi terk etmesine göz yumuluyor. Bu şahsın ismi ‘Şeref’ ama kendinde bir vakfın malını koruyacak kadar haysiyet ve şeref yok. Peki, vakıf malına el uzatan bu şeref ve haysiyet yoksunu eylemlerin sahibini AK Parti niye sineye çekiyor? AK Parti neye mahkûm? AK Parti neye mecbur? Arka planda bizim bilmediğimiz hangi ilişkiler var da tek bir kişi ‘Bakanı eski usulle Yüce Divan’da yargılayayım’ demiyor? Eskiden olsa iktidarı düşürecek bu iddiaların tek biri bile burada bir soruşturma, araştırma, genel görüşme konusu yapılmıyor?” diyerek iktidara seslendi.
Ayşe Barım, AK Parti’nin 22 yıllık iflasının ilanıdır
Son olarak, iktidarın kültürel alandaki başarısızlığını örnekleyen Ekmen, “AK Parti'nin kültür politikalarına olan duyarsızlığını Sayın Mahir Ünal'ı sadece yedi ay bakan yapmasından biliyoruz. Yedi aylık bakanlık olur mu? 22 yıl içerisinde, nerede bir ekonomik ilişki ağı varsa orada uzun süreli bakanlar göreceksiniz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na henüz plaj turizmi üzerinden rant ilişkileri egemen değilken, ilk on yılda Kültür Bakanı iki yılda bir değişmiş. Ortaya sürdürülebilir bir kültür politikası koymamışsınız, sonra dönüp ‘Ayşe Barım’ı; Acun Medya, Demirören, Turkuvaz Medya, Şahenk Medya gibi İletişim Başkanlığı’nın emri ve talimatı altında çalışan televizyonlara satmış olduğu dizilerden dolayı önce sektörel hegemonya, ardından da on üç yıl öncesinden akla ziyan bir darbe iddiasıyla tutukluyorlar. Bu, AK Parti'nin 22 yıllık kültür politikalarının iflasının da ilanıdır. Eğer bu 22 yıl içerisinde kamu kaynaklarından milyarlarca dolar sömürerek, onlarca televizyon kanalı kurmuş ve satın almış fakat bunun karşısında Ayşe Barım kalitesinde iş koyacak bir insan konulamamışsa bu aynı zamanda kültürel iktidar tartışmalarındaki iflasın da ilanıdır. AK Parti'li arkadaşları kendi iddialarına sahip çıkmaya ve Sayın Bakan hakkındaki bu kirli, kokuşmuş, çirkef rant iddiaları ve sektörü dizayn etme gibi hegemonya iddialarını soruşturmaları konusunda ellerini vicdanlarına koyarak hesap sormaya davet ediyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.