AKDENİZ BELEDİYESİ EŞ BAŞKANLARI KAYYIM UYGULAMASINI ELEŞTİRDİ

Eş Başkan Sarıyıldız; “Kayyım, demokrasi ve hukuka yapılmış bir darbedir. Kayyım; halkın seçme ve seçilme hakkının elinden alındığı ve toplumun demokrasiye olan inancının yitirildiği bir saldırıdır. Demokrasilerde, bu tür gasp girişimleri kabul edilemez” dedi.

Eş Başkan Arslan ise; “Günlerdir medyada gazeteciliğin yüz karası olan kendini bilmez 1-2 kişi bizlere saldırıyor. Unutmayın, adalet bir gün size de lazım olacak, ve bu meydana sahip çıkanlar halklar olacak. Hesap sorulması gerekenler bizler değil, belediyeyi 800 milyon TL’ye yakın borçla bırakanlardır” diye konuştu.

Sarıyıldız; “Ülkenin içinden geçtiği çoklu krizlere yeni bir kriz eklendi”

Meclis toplantısında gündeme ilişkin uzun bir değerlendirme yapan Eş Başkan Sarıyıldız; “Bu ülke daha önce de kayyım gerçekliği ile karşılaşmıştı. Üzerinden seçimler geçmiş, toplum yeniden iradesini ortaya koymuş, fakat görüyoruz ki kayyım uygulamasından gerekli mesajlar, dersler alınamamış. Ülkenin içinden geçtiği çoklu krizlere yeni bir kriz daha eklenmiştir. Kayyım, demokrasiye yapılmış bir darbedir, halkın seçme ve seçilme hakkının elinden alındığı ve toplumun demokrasiye olan inancının yitirildiği bir saldırıdır. Demokrasilerde, bu tür gasp girişimleri kabul edilemez” dedi.

Önce Esenyurt, sonra Mardin, Batman, Halfeti…

Kayyum yöntemi ile tüm Meclisin de lağvedildiğini kaydeden Sarıyıldız şöyle konuştu; “Kayyım yönetimi ile belediye yönetimi bir dönem boyunca bir bürokratın tahakkümünü teslim edilir ve o dönem boyunca yaşanan her türlü talan, yolsuzluk bir şekilde hukuk örtüsü ile örtülmek istenmektedir. Toplum, daha önce de bunları gördü. Ne yazık ki Akdeniz’de bundan nasibini almıştı. 2016 yılında burada da kayyım pratiği yaşandı ve bizlere, hepimize bıraktığı kötü hafızayı hatırlıyoruz.

Bir daha bu toplumda kayyım görmemeyi diliyorduk fakat bu sabah Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne, Batman İl Belediyesi’ne ve Halfeti İlçe Belediyesine kayyım atandı. Bundan bir hafta önce de Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmıştı. Sizler gibi, bizler gibi, belediyeye gitmek isteyen Meclis üyeleri, kapıdan içeriye alınmadı. Kolluk, belediyenin etrafını bariyerlerle örmüş ve seçilmiş, binlerce insanın oyunu almış meclis üyelerinin, belediyenin kapısından içeri girmesine müsaade etmedi.

Meclis üyelerinin iradeleri gasp edildi ve darp edildiler, yaka paça belediyenin dışına atıldılar. Halen de meclis üyeleri, siyasi partiler ve vatandaşlar bekleyiş ve direnişlerini sürdürüyor, bu hukuk dışı uygulamanın derhal sona ermesi gerektiğini belirtiyorlar. Bizler de yüksek sesle bir kez daha ifade edelim; kayyım, halkın iradesinin gaspıdır, demokrasiye vurulmuş darbedir. Kayyım uygulamasının derhal sona erdirilmesi, demokrasinin bir gereği olan seçim sonuçlarına katlanılmasını ve ilgili mercilere bu yanlıştan dönmeleri çağrısında bulunuyoruz.”

“Kürt sorununun demokratik çözümü hepimizin talebi”

Türkiye’nin içerisinden geçtiği çoklu krizlerden birinin de “Kürt Sorunu” olduğunu dile getiren Eş Başkan Sarıyıldız; “Kürt Sorununun demokratik çözümü hepimizin talebidir. Kürt Sorununun neden olduğu ekonomik, eğitim ve diğer sorunları hepimiz biliyoruz. Bu sorun çözüldüğünde ülkenin adeta çağ atlayacağını hepimizi biliyoruz. Fakat bazı paranoyak duruşlar ve korkak tavırlardan ötürü bu sorun gerçek anlamda gündemi meşgul edemedi.

Biz, ilgili siyasilerin, bu dönemin öncülerinin, cesur ve samimi bir duruşla tokalaşmasını, bundan sonraki süreçte de halkın çıkar ve menfaatleri uğruna, seçimlerde oy kaygısına düşmeden, bir 100 yılı daha kaçırmamamız için, ikinci yüzyılda cumhuriyeti daha da demokratikleştirebilmek adına üzerlerine düşen misyonu yerine getirmeye, Kurucu Meclisin renkli iradesine yakışır şekilde, ülkemiz halklarının gelecek kaygısına çözüm bulmaya bir kez daha davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Akdeniz ve Toroslar’ı hedef gösteren “gazetecilere” tepki…

“Demokrasilerde; sandıkla gelen sandıkla gider” diyen Eş Başkan Hoşyar Sarıyıldız; “Atanmışı, seçilmişe tercih etmeyeceğiz’ dediler. Fakat bugün görüyoruz ki seçilmişler atanmışlara tercih ediliyor. Tabi bu uygulamalar, sadece merkezi tasarruftan ibaret değil. Buna, basın mensubu olduğunu belirten ve sipariş haber yaptığını düşündüğümüz, eş başkanlar olarak bizleri hedef göstererek Akdeniz halkının iradesini ipotek altına almaya çalışan kişiler de alet oluyor. Her akşam bir televizyon programına katılıp, Akdeniz Belediyesi’ni, Toroslar Belediyesi’ni ve birkaç belediyeyi hedef göstererek, eş başkanlarımız şahsında meclis üyelerimizi hedef tahtasına oturtarak sosyal linçe, demokrasi kırımına neden olmaya çalışıyorlar.

Burada yapılan, sadece Hoşyar Sarıyıldız’a veya Nuriye Arslan’a tahammülsüzlük değildir. Yapılmak istenen, toplumun iradesine saygısızlık ve gasptır. Her gün yayınlarında bizi hedef gösterenlere şunu söylüyoruz: ‘Kendi küçük, iftiraları büyük olanlar! Halk iradesi tecelli etti, buna saygı duymak zorundasınız. Biz sizin geçmişinizi çok iyi biliyoruz. Nasıl ki şantajlarla, kumpaslarla FETÖ terör örgütüne üye olmak suçundan yargılandığınızı, insanları nasıl tehdit ettiğinizi çok iyi biliyoruz. Bunların da takibini suç duyurularıyla mahkemelerde göstermiş olacağız. Kimse, ‘yaptığım yanıma kar kaldı’ demesin. Bizimle ilgili olarak da ‘Hodri Meydan’ diyoruz. Varsa yaptığımız bir usulsüzlük, yolsuzluk, çıkarsınlar. Ama yoksa da binlerce insanın iradesiyle tecelli etmiş bir Meclise laf atmaya, temiz, şeffaf ve adil bir yönetime halel getirmeye kimsenin hakkı da yoktur, haddi de yoktur” ifadelerini kullandı.

 

Arslan; “Hesap sorulması gerekenler bizler değiliz”

Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Nuriye Arslan ise konuşmasında, kayyım uygulamasını ve kendilerine yönelik iftiraları sert sözlerle eleştirdi. “Ne yazık ki yanlış politikalardan beslenen bu anlayış, hız kesmeden devam ediyor” diyen Arslan; bir önceki dönemde de Akdeniz Belediyesinde Meclis üyesi olduğunu ve mensubu olduğu siyasi partinin çeşitli kademelerinde de görev alıp uzun yıllar aktif siyaset yaptığını hatırlatarak şöyle konuştu;

“Halkımız, bu kentte 12 yıldır beni siyasetimle ve çizgimle tanıyor. Sizlerin huzurunuzda soruyorum, halkımızın vicdanına da bir mesaj ulaştırmak istiyorum. Beş yıl boyunca Nuriye Arslan hakkında bir şey yoktu da ne oldu Nuriye Arslan eş başkan olduktan sonra bu kadar iftira ve iddia geliştirildi? Bende değişen hiçbir şey olmadı, ben aynı Nuriye Arslan’ım ve aynı yerdeyim. Bu yanlış politikaların ülkeyi getirmiş olduğu noktayı üzülerek izliyoruz.

Seçim süreci boyunca, önceki dönem burada bulunan arkadaşlar da hâkimdir; yine bir yetki oylamasında Meclisin tam teşekküllü destek alamadığı için ‘vatan, millet, bayrak’ söylemleriyle üzerimize gelindi. Oradaki tartışmada kullandığım ki aslında o cümlem de şahsın kendisineydi, kalktılar cımbızladılar. Ne bir cümle öncesini ne de sonrasını almadan bu cümleyi kaydettiler ve heybelerine koydular. Seçim boyunca da o cümle üzerinden seçim çalışmalarını yürüttüler. Peki, ne oldu, (seçim) sonucu ne oldu?

Allah şahidimizdir ki biz tek bir oy taşıması bile yapmadık. Sizlerin onlarca oy taşımanıza, onlarca hukuksuzluğunuza ve algı operasyonlarınıza rağmen yüzümüzün akıyla biz galip geldik. Halkın tercihi bizlerden yana oldu. Demek ki algı sözleri artık bir karşılık bulmuyor toplumda. Bunun cevabı da 5 yılda bir kurulan sandıklarda net bir şekilde veriliyor. Biz diyoruz ki, ayıptır, günahtır, kul hakkıdır! Hem bir yandan kendimizi inançlı, dindar olarak lanse tanıtacağız. Diğer yandan da kul hakkına el uzatacağız, gasp edeceğiz, çalacağız, çırpacağız, yok sayacağız. Yok böyle bir dünya efendiler! Hesap sorulması gerekenler bizler değiliz. Belediyeyi 800 milyon TL’ye yakın borçla bırakanlardır.” 

“Gazeteciliğin yüz karası kişiler”

Eş Başkan Arslan; “Gazeteci kisvesi altında bazı kişilerin, hem kendisi hem de DEM’li belediyeler hakkında gerçekle bağdaşmayan, yalan, iftira ve hakaretler savurduğunu kaydederek şöyle dedi; “Hodri meydan diyoruz. Günlerdir medyada gazeteciliğin yüz karası olan kendini bilmez 1-2 kişi var. Unutmayın, adalet bir gün size de lazım olacak. Bu meydana sahip çıkanlar halklar olacak. Bu meydan size kalmayacak. Herkesin fikri, düşüncesi farklı olabilir.

Fakat herkes, herkese saygı duymak zorundadır. Ne Hakka ne halka hesabını veremeyeceğim bir pratiğim olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Hiç kimse; Bizleri farklı bir kefeye koyarak, hırsızlıklarını meşrulaştırmaya çalışmasın. Evet, kayyım darbedir, gasptır, hırsızlıktır, hukuksuzluktur, adaletsizliktir. Hiçbir korkumuz, bir çekincemiz yok, çünkü kendimizden eminiz. Umut ediyoruz ki ülkemizi adım adım karanlıklara sürükleyen yanlış bu politikalardan bir an evvel dönülür.”