‘DEFNE’DE İKTİDAR, HALKIN MALINI GASP EDİYOR’

Çiğdem Arslan, 6 Şubat depreminde hasarlı binasının rezerv alanı uygulamasındaki belirsizliği ile boğuşurken, iktidarın hukuksuzluğu ikinci bir dert olarak omuzlarına yüklendi.

Bir sabah Hatay’ın Defne ilçesinin Ballıöz Mahallesi’ndeki arazisine giden Çiğdem Arslan, 150 yıllık 40 zeytin ağacının 32’sinin kesildiğini görüyor. Arazisindeki kıyımın sebebini anlamayan Arslan, uğraşları sonucu ağaçların kendinden habersiz bir şekilde TOKİ konutlarına gidecek yol için söküldüğünü öğreniyor. Kıyımdan geriye kalan 8 ağacını korumak için ise arazisine çadır kurup 28 gündür direniyor.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin Milletvekili Ali Bozan, il ve ilçe yöneticileri ile birlikte Çiğdem Arslan’ı ziyaret edip “Yanındayız” mesajını verdi.

 

MİLLETVEKİLİ BOZAN: “DEFNE’DE YAPILAN İKTİDAR ELİYLE HALKIN MALINI GASPTIR”

 

Milletvekili Bozan, yapılanın iktidar eliyle gasp olduğunu belirterek, halkın yöneticilerden malını korumaya çalıştığı bir dönemin yaşandığını aktardı. “Direnişinize sağlık” diyerek sözlerini sürdüren Bozan, “İktidarın beklemediği şey sizin buradaki direnişiniz. Mevcut iktidarın en çok korktuğu şey halkın direnişidir. İşte tam da bundan kaynaklı itiraz eden, direnen yurttaştan korkuyorlar. Ama şunu bilin; direnişinizde yalnız değilsiniz. Asla ve asla yalnız olduğunuzu düşünmeyin” dedi.

Bozan, iktidarın Hatay halkı üzerindeki zulmünün nedenini  kentin demografik yapısını değiştirmeye yönelik olduğunu vurguladı. Bozan, “Keşke bu yaşanılanlara devletin bir kurumunun ihmali diyebilsek. Bunların hiçbiri ihmal değil, kasıtlı yapılan şeyler. Temel amaç; burada günlük yaşamı olabildiğince zorlaştırıp burada yaşayan yurttaşların buradan çıkmasına neden olmak. Defne’de Defneli kalmasın, Samandağ’da Samandağlı kalmasın istiyorlar. Burada yaşayan bir yurttaş başka bir yere gittiğinde sudan çıkmış balığa benzer. Burada yaşayan yurttaşlar, ‘biz kültürümüzle ancak burada yaşayabiliriz’ diyor” ifadelerini kullandı.

ARSLAN: “GELSİNLER KEPÇEYLE ÇIKARSINLAR. bİZ HANGİ ACIYA DAYANACAĞIZ”

Zeytin ağaçları için direniş nöbetini sürdüren Çiğdem Arslan, kendisine ziyarette bulunan heyeti selamlayarak, “Acil kamulaşma yok. Kamulaştırma kararı da yok. Valiliğin ‘geçici el koyma kararı’ varmış ama bizim bundan da haberimiz yok. 28 gündür hastalığıma rağmen ilkel koşullarda ağaçlarım için mücadelemi veriyorum. Ben bu durumda yaşayamam. Buradan çıkarsam yaşayamam. O yüzden ben burada çadırda ölürüm. Yetkileri yok. Yetkiyi kazandıkları zaman gelsinler kepçeyle çıkarsınlar. Başka çıkarımız kalmadı artık. Çünkü çok yorulduk. Depremden bu yana 18 ay geçti. Biz hangi acıya dayanacağız. Direneceğiz” dedi.